Edebiyatımızda İslami Kaynaklı Sözler Sözleri ve Alıntıları
Edebiyatımızda İslami Kaynaklı Sözler sözleri ve alıntılarını, Edebiyatımızda İslami Kaynaklı Sözler kitap alıntılarını, Edebiyatımızda İslami Kaynaklı Sözler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O halde duâ eden kişi, sözlü duası ile fiilî duasını birlikte etmelidir. İstediği bir şeyin, bütün maddî sebeplerini ihmal etmemeli, sonra duâ etmelidir. Böyle edilen duâ kabul görür.
"Şu hakikati bil. "
Kelime-i levhid (lâ-ilâhe illa'llâh, Muhammedün Resûlu'llah) den önce, uyarı niteliğinde gelen bir sözdür. Bu bölümün alındığı âyette fırsat elde iken Allah'a dönmenin, O'nu bir bilip yasalarına uymanın gereği vurgulan maktadır.
"Bil ki, Allah'tan başka Tanrı yoktur. (Ey Muhammed) kendi günâhın, inanan erkeklerin ve inanan kadınların günâhı için (Allah'tan) mağfiret dile..."
(Muhammed, 47/19).
Çün dedi "fa'lem ennehû" ol şâh Sen de de "lâ-ilâhe illa'llâh"
Bursalı İsmail Hakkı
“Nerede olursanız olun, yine ölüm sizi bulur."
Uzunca bir âyetten alınma bu sözde, ölümün insanoğlunun değişmez alın yazısı olduğu açıklanmaktadır. Kur'an'da, bu gerçeği sergileyen çok sayıda âyet var.
“Her nefis ölümü tadacaktır."
(Al-i İmrân, 3/185) bunlardan biridir.
Bilindiği gibi ölüm, mutlak yokluk değil, bir âlemden başka bir âleme geçiş, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Gerçek mü'min ölümden, çâre olmadığını bilerek, korkmaz. Bu dünyada, İslâm'a inanan ve emirlerini yaşayanlar için ölüm, Allah'a ve sevdiklere kavuşmadır. Bu düşünce ile büyük mutasavvıf ve şâir Mevlâna için, her yıl
“Şeb-iArûs" (düğün gecesi) törenleri yapılmaktadır. Allah bâki, O'ndan başkası fânidir.
"Nerede olsanız, sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine ölüm sizi bulur..."
(Nisa, 4/78).
Lâ-mekândan fî-mekâna gelmişiz
Nice makamlarda mihımân olmuşuz "Eynemâ tekûnû" mevti bilmişiz
“Küllü men "aleyhâ fân”a bağlıyız
Mirâti
"(Nereye dönerseniz) Allah'ın yüzü (zâtı) oradadır.
Müşrikler, müslümanların Kabe'de ibadet
etmelerine engel olurlar. Bu ibarenin alındığı âyette, müslümanlara yol gösterilir. İbadet yerine muhtaç olmadıkları, nerede olurlarsa ol sunlar Allah'a ibadete devam etmeleri emredilir.
Müslümanlarda ibadet, gayr-i müslimler de olduğu gibi belirli bir yere mahsus değildir. Yeryüzü toptan Allah'ındır ve her yer müslümanlan secde yeridir. Namaz kılmak için bir camide bulunmak şart değildir. Yeryüzünün her tarafında, zaruret (çaresizlik) durumunda her yöne namaz kılınabilir. Zaruret yoksa,"
(Namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına (Kabe semtine) çevir. "
(Bakara, 2/144) emrine uymak şarttır.
"Doğu da, batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zâtı) oradadır (orası namaza durulacak yerdir)."
(Bakara, 2/115).
Kur'an'da dedin "fe-semme vechu'llâh" İlâhî erine'l-eşyâe ke-mâ hî
Erzurumlu İbrahim Hakkı
"Allah'tan af dilerim"
İstiğfar (af dilemek), tevbeden daha geniş
anlamlıdır. Tevbe, bir kişinin, günahıdan pişmanlık duyarak, bir daha işlememek üzere kesin kararla vazgeçmesidir. Kişi, ancak kendi günahı için tevbe edebilir, fakat başkaları için istiğfar mümkündür. Kur'an'da:
"Rabbimiz, hesap görülecek günde, beni, anamı, babamı ve inananları af et."
(İbrahim, 14/41) buyurularak buna işaret edilir.
İslam dininde başkalarını (din adamı veya bir başkası) günahın affı için aracı kılmak yasaktır. Çünkü İslâm, kulun bizzat kendisinin yaratana yönelmesini, doğrudan kulluk etmesini ister, bağlanabileceğini bildirir (Zümer, 39/53). Konuyla ilgili çok sayıda âyet var.
Karakçı gözlerin yağmalarından
Yine dönüp dedim "Estağfirullah"
Seyyid Nesîmî
Hep fesat işlerime
“Estağfirullah" tevbe
Yaman teşvişlerime
“Estağfirullah” tevbe
Eşrefoğlu Abdullah Rûmî