Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Eserleri 11

Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek

Halikarnas Balıkçısı

Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek Sözleri ve Alıntıları

Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek sözleri ve alıntılarını, Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek kitap alıntılarını, Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihçi Lusien, "De Amoribus" adlı yapıtında Knidos'taki Afrodit Tapınağına yaklaşmasını şöyle anlatır: "Kutsal bahçenin yanına gelmiştik. Güzel kokular bizi sarhoş etti. Avlu, Afrodit'e yakışır, güzel kokulu ağaçlarla yemyeşildi. Daima çiçek açan ve yemiş veren mersin ağaçları, Tanrıçaya saygı sunar gibiydiler. Bu avluda defneler ve sergiler vardır. Buradaki ağaçların hiçbirisi yaşlanmaz. Her zaman gençtirler, daima yeni dallar sürerler."
Yaşam öyledir ki; birlikte yaratılan, yaşayan ve büyüyenler birbirini seveceklerdir. Çünkü birbirlerini sevmekten başka ne yaparlarsa, birbirlerinin celladı olarak birbirlerini öldüreceklerdir.
Sayfa 22 - bilgi yayıneviKitabı okudu
Reklam
Nasıl güzel tasvir etmiş..
"Kuşlar dünyası, ışık ve türkü dünyasıdır. Hepsi güneşle yaşar ve güneşi arar. Birçokları, güneş ışınlarını kanatlarına takınırlar. Işığı içlerine alarak, onu türküye çevirirler. Güneşi şafakta türkülerle karşılarlar. Öğleyi türküleriyle selamlarlar, akşamları türküleriyle uğurlarlar. Kendileri mavi özgürlüklerde uçan birer türküdürler. Yeryüzünü, kanatlanmış türkülerle donatırlar. Güneş ve ışık peşinde; gurbetten gurbete, ülkeden ülkeye uçup giden, uçup gelen kanatlı türküler..."
"Yediadalar bir tuzağa, bir güzellik pususuna benzerler. İnsan, aralarına dalmayınca onların ne olduklarını kestiremez. Güzellik öylesine dengede ve öylesine çok ki; başka bir yerde herhangi bir başkasını özlemek, mutlaka bundan daha az bir şey istemektir... Bunların günü, şafağı, gurubu, gecesi nurla, renkle, sevgiyle, ayrı ayrı özenilerek yaratılmış bir başeserdir.."
Kahkaha attım:)) Balıkçı alemsin ya:) ruhun şad olsun.
Ne var ki, ilçede müzikten anlayan yoktu. Ben , Cüce Hasan'a; "Nasıl çalışıyorsunuz?" diye sorduğumda, şu karşılığı verdi: "A canım, ben şeherde gördüydüm. Biz de uyduruveriyoruz. Birlikte bağdaşıp, birbirimize göz kulak oluyoruz. Uzun Süleyman 'cıyak' etti miydi, davulcu Davut, davula iki tokmak çalarak gürletiyor, işte o zaman ben de bu mereti dört kere zortlatıyorum..."
"Bağrımdaki insan gönlü imkanını bulaydı, değil dalın duvarı aşan kolunu, fakat gökte Samanyolunca yürür, ceplerime, üst başıma, avuç avuç yıldız doldurur, saçlarıma çöp çöp Samanyolunun ışıklarını takarak kainat tavanının bütün parıltılarıyla beraber ayakucuna düşerdim"
Reklam
Balıkçı hele bir de şimdilerde estetiğin geldiği durumu bir görseydin..
". İnsanların burnunun biçimini, dudağının rengini, kirpiklerinin durumunu; üst baş ve yüz gözlerin nasıl olması gerektiğini, şimdi ancak gözü kaparozda (yolsuz gelirde) olan ticaret kurumları saptıyorlar. "
"Yaşam öyledir ki; birlikte yaratılan, yaşayan ve büyüyenler birbirlerini seveceklerdir. Çünkü birbirlerini sevmekten başka her ne yaparlarsa, birbirlerinin celladı olarak birbirlerini öldüreceklerdi..."
". Zaten defnenin asıl yurdu Knidos'tur, oradan dünyaya yayılmıştır. Her ne kadar bronzdan da olsa; dünyanın her köşesinde şapkaların altlarını, alınları süsleyen çelenkler, zavallı Knidos'un özgürlük defneleridirler..."
Bu sözlerin, benim ta kendim olduğunu bugün anladım.
Sayfa 125 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
139 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.