Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ehl-i Beyt İmamları

Siraceddin Önlüer

Ehl-i Beyt İmamları Gönderileri

Ehl-i Beyt İmamları kitaplarını, Ehl-i Beyt İmamları sözleri ve alıntılarını, Ehl-i Beyt İmamları yazarlarını, Ehl-i Beyt İmamları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
# Gökyüzü Yolcusu
Ancak Hz. Ali [k.v] kurtulamadı, İbn Mülcem isimli Haricî tarafından hançerlendi. Bu darbeden sonra şöyle dedi: "Kabe'nin Rabbi'ne andolsun ki kurtuluşa erdim." Yaralandıktan iki gün sonra, hicretin 40. yılı Ramazan ayının 27. günü altmış üç yaşında vefat etti.
# Gökyüzü Yolcusu
Hz. Peygamberin ahlâkı ile edeplenen Hz. Ali [k.v], savaşta bir yiğidi alt etti, hemen kılıcını çekip üstüne saldırdı. O müşrik de onun mübarek yüzüne tükürdü. Hz.Ali [k.v] kılıcı derhal elinden attı, onunla savaşmaktan vazgeçti. Savaşçı er, bu af ve merhamete şaşıp kaldı. Dedi ki: - Bana kılıcını kaldırmıştın, neden indirdin ve beni bıraktın? Benimle savaşmaktan daha önemli ne gördün de beni öldürmekten vazgeçtin? Müminlerin emîri o ere şöyle dedi: - Ey yiğit! Benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, hiddete geldim, huyum değişti, niyetim bozuldu. Savaşımın yarısı Allah için, yarısı nefsim için oldu ... Allah için yapılan işe ortaklık yaraşmaz. Sen Yaratan'ın kulusun. O seni kudret eliyle yarattı, bezedi.O'nunsun, benim değilsin. Müşrik bu sözü işitti, gönlünde öyle bir nur zuhur etti ki kâfirlik bağını kesiverdi ve, - Bana kelime-i şehâdeti söyle, ben de müslüman olayım. Sen gerçekten büyük bir zatsın, dedi. Onunla beraber kavminden elliye yakın kimse de müslüman oldu. Hz. Ali [k.v], güzel ahlâk kılıcıyla bu kadar boynu, bu kadar halkı kılıçtan kurtardı. Hilimve güzel ahlâk kılıcı demir kılıçtan daha keskindir, ordulardan daha üstündür. İşte güzel ahlâkın kerameti...
Reklam
Halife Hz. Ömer [r.a] zamanında iki kadın, bir çocuğu sahiplenmek için birbirinden davacı oldu. Hz. Ali [k.v], iki kadını yanına çağırdı, vaaz ederek korkuttu. Ancak kadınlar kavgaya devam etti. Bunun üzerine Hz. Ali [r.a], - Bana bir testere getirin, dedi. Bunu gören kadınlar, - Testereyi ne yapacaksın, diye sordular. Hz. Ali [k.v] şöyle dedi: - Çocuğu ikiye ayırıp her bir parçasını sizden birine vereceğim. Bunu duyan kadınlardan biri sustu. Diğeri şöyle dedi: - Ey Hasarîın babası! İllâ da bunu yapacak isen, ben hakkımdan vazgeçip çocuğu ona bırakıyorum. Hz. Ali [k.v] bunun üzerine şöyle dedi: - Bu senin çocuğundur, onun değil. Eğer onun olsaydı çocuğa acır ve ona şefkatli davranırdı.
Ancak Hz. Ali [k.v] kurtulamadı, İbn Mülcem isimli Haricî tarafından hançerlendi. Bu darbeden sonra şöyle dedi: "Kabe'nin Rabbi'ne andolsun ki kurtuluşa erdim." Yaralandıktan iki gün sonra, hicretin 40. yılı Ramazan ayının 27. günü altmış üç yaşında vefat etti.
# Gökyüzü Yolcusu
Resulullah [s.a.v.] ona, - Ey Ali! Sen benim katımda, Harun'un, Musa'nın katındaki derecesindesin. Ne var ki benden sonra nebi ve resul yoktur, dedi.
Hz. Peygamberin ahlâkı ile edeplenen Hz. Ali [k.v], savaşta bir yiğidi alt etti, hemen kılıcını çekip üstüne saldırdı. O müşrik de onun mübarek yüzüne tükürdü. Hz.Ali [k.v] kılıcı derhal elinden attı, onunla savaşmaktan vazgeçti. Savaşçı er, bu af ve merhamete şaşıp kaldı. Dedi ki: - Bana kılıcını kaldırmıştın, neden indirdin ve beni bıraktın? Benimle savaşmaktan daha önemli ne gördün de beni öldürmekten vazgeçtin? Müminlerin emîri o ere şöyle dedi: - Ey yiğit! Benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, hiddete geldim, huyum değişti, niyetim bozuldu. Savaşımın yarısı Allah için, yarısı nefsim için oldu ... Allah için yapılan işe ortaklık yaraşmaz. Sen Yaratan'ın kulusun. O seni kudret eliyle yarattı, bezedi.O'nunsun, benim değilsin. Müşrik bu sözü işitti, gönlünde öyle bir nur zuhur etti ki kâfirlik bağını kesiverdi ve, - Bana kelime-i şehâdeti söyle, ben de müslüman olayım. Sen gerçekten büyük bir zatsın, dedi. Onunla beraber kavminden elliye yakın kimse de müslüman oldu. Hz. Ali [k.v], güzel ahlâk kılıcıyla bu kadar boynu, bu kadar halkı kılıçtan kurtardı. Hilimve güzel ahlâk kılıcı demir kılıçtan daha keskindir, ordulardan daha üstündür. İşte güzel ahlâkın kerameti...
Reklam
# Gökyüzü Yolcusu
Namaza durunca âlem altüst olsa haberi olmazdı. Derler ki: Bir harp esnasında mübarek ayağına ok isabet etmiş, demir kısmı kemiğe işlemişti. Bu yüzden okun demirini çekemediler. Cerraha gösterdiler. Cerrah, - Sana bayıltan ilaç vermeliyiz. Ancak o zaman demiri alabilirim. Yoksa bunun ağrısına tahammül edilmez, dedi. Müminlerin emîri, - Bayıltıcı ilaca ne lüzum var, biraz sabredin, namaz vakti gelsin, namaza durunca çıkarırsın, dedi. Nihayet namaz vakti geldi. Hz. Ali namaza durdu. Cerrah da mübarek ayağını yardı, demiri çıkardı ve yarayı sardı. Hz. Ali, namazını bitirince cerraha, - Demiri çıkardın mı, diye sordu. Cerrah, - Evet, çıkardım, dedi. Hz. Ali [k,v], - Hiç farkına varmadım, dedi.
# Gökyüzü Yolcusu
Namaz vakti girdiğinde Hz. Ali'nin [k.v] benzi atar, renkten renge girer ve titrerdi. Kendisine bunun nedeni sorulduğunda Allah Teâlâ'nın, "Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arzettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, bundan endişeye düştüler. Insan(a gelince o, tuttu) bunu sırtına yüklendi. Çünkü o, çok zalim ve çok cahildir" (Ahzâb 33/72) mealindeki âyete imada bulunarak, - Bu anın, Allah'ın göklere ve yere teklif edip de onların bunu yüklenmekten kaçındıkları ama benim yüklendiğim emaneti yerine teslim etme anı olduğunu bilmiyor musunuz? Yüklendiğim bu görevin gereğini yerine güzelce getirebilecek miyim yoksa getiremeyecek miyim bilmiyorum; işte bende gördüğünüz değişikliğin sebebi bu endişedir, derdi.
Resulullah [s.a.v.] ona, - Ey Ali! Sen benim katımda, Harun'un, Musa'nın katındaki derecesindesin. Ne var ki benden sonra nebi ve resul yoktur, dedi.
Namaza durunca âlem altüst olsa haberi olmazdı. Derler ki: Bir harp esnasında mübarek ayağına ok isabet etmiş, demir kısmı kemiğe işlemişti. Bu yüzden okun demirini çekemediler. Cerraha gösterdiler. Cerrah, - Sana bayıltan ilaç vermeliyiz. Ancak o zaman demiri alabilirim. Yoksa bunun ağrısına tahammül edilmez, dedi. Müminlerin emîri, - Bayıltıcı ilaca ne lüzum var, biraz sabredin, namaz vakti gelsin, namaza durunca çıkarırsın, dedi. Nihayet namaz vakti geldi. Hz. Ali namaza durdu. Cerrah da mübarek ayağını yardı, demiri çıkardı ve yarayı sardı. Hz. Ali, namazını bitirince cerraha, - Demiri çıkardın mı, diye sordu. Cerrah, - Evet, çıkardım, dedi. Hz. Ali [k,v], - Hiç farkına varmadım, dedi.
329 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.