Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ehli Sünnet Akidesi

Yasir Burhami

Ehli Sünnet Akidesi Sözleri ve Alıntıları

Ehli Sünnet Akidesi sözleri ve alıntılarını, Ehli Sünnet Akidesi kitap alıntılarını, Ehli Sünnet Akidesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam’da cihadın amacı tevhid inancını yerleştirmek ve tağutlara kulluğu yok etmektir. Rib’i b. Amir’in Fars ordusunun kumandanı Rüstem’e dediği gibi: “İnsanları kula kulluktan Allah’a kulluğa, dünya sıkıntısından ferahlığa, dinlerin zulmünden İslam’ın adaletine sevketmek için vazifelendirildik. Allah dinini bize vererek mahlukatı Kendisine yönlendirmemizi emretti. Kim bunu kabul ederse biz de onu kabul edip geri döneriz. Reddedenlerle iseAllah’ın vaadi gerçekleşene kadar savaşırız.”
Uğursuzluk inancı. Bu, kuşların uğurluluğuna ya da uğursuzluğuna inanmaktır. Hz. Peygamber bu inancı da şirk olarak nitelemiştir. Eğer bizzat kuşların fayda ya da zarar verdiğine inanılırsa, büyük şirke düşülmüş olur. Ama bunların sadece sebep olduğuna inanılırsa küçük şirk meydana gelmiş olur. Mesela baykuşun şerre, güvercinin hayra ve falanca kuşun da berekete vesile olduğunu düşünmek böyledir. Yine rızık temini için su serpiştirenler de bu hükme dahildirler. Bizzat bunun rızık verdiğine inananlar ise büyük şirke düşmüşlerdir.
Reklam
Allah'ın rab olarak birliği konusunda şirke düşmenin göstergelerinden biri de Allah'tan başkasının emir verme, yasak koyma ve şeriat vazetme yetkisinin olduğuna inanmaktır. Allah'tan gayrısının şeriatı değiştirme hakkının olduğunu kabul etmek de O'nun dışında birisini rab ilan etmek anlamına gelmektedir. Bunun delili şudur: Allah Teala, Yahudi ve hristiyanlar hakkında şöyle buyurmaktadır: "Yahudiler hahamlarını, hristiyanlar rahiplerini ve Meryemin oğlu Mesihi Allah'tan başka Rab edindiler. Halbuki onlara bir tek İlâha ibadet etmeleri emr olunmuştu. Ondan başka İlah yoktur. O, onların ortak koştukları şirkten münezzehtir" (Tevbe, 31). Halbuki onlar hahamlarının ve rahiplerinin yaratma kudreti olduğuna, rızık verdiklerine ve işleri idare ettiklerine inanmış değillerdi. Hahamların ve rahiplerin kendilerine malik olduklarını düşünmüyorlardı. Acaba onların yanında kendilerini köle gibi mi hissetmişlerdir. Bilakis hahamlar ve rahipler dünyada zühd hayatı yaşama iddiasıyla hücrelerde inziva hayatı yaşamışlardır.
İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun
Allah’ın göz, kulak, hayat, akıl, beden, el, ayak, karın ve tenasül uzvu verdiği bir kul, Ben bunları istediğim gibi kullanmakta hürüm dese batıl bir söz söylemiş olur. Halbuki bugün pek çok kişiye“Allah’tan kork, namaz kıl, oruç tut, iffetli ol, gözlerini koru, örtün”deyince “Biz hürüz” yanıtını veriyorlar. Bu düpedüz yalandır ve batıl bir iddiadır. Çünkü onları kendileri elde etmiş değiller ki! O halde nasıl kendilerinin hür olduğunu söyleyip sanki onların maliki kendileriymiş gibi davranırlar!
Çünkü kulun sınırı Allah’ın hükümleriyle hükmetmek, onlarla kendisini bağımlı hissetmek ve onlara başvurmaktır. Eğer kul haddi aşıp Allah’ın indirdiği hükümleri dışlayıp istediği şekilde hükmedebileceğini vehmederek kendisinin rububiyet ve uluhiyeti olduğunu iddia ederse isyana dalmış ve tağut haline gelmiş demektir.