Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dedem Sultan Abdülhamid’in Filistin Davası

Emanet

Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu

Emanet Gönderileri

Emanet kitaplarını, Emanet sözleri ve alıntılarını, Emanet yazarlarını, Emanet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yahudi cemaatinin yayın organı olan "Şalom Gazetesi'nde (8 Mart 1989) yayınlanan bir yazıda "Allah'a inanmak Yahudiliğin temel inancı değildir ancak Arz-ı Mev'ud temel inançtır" gibi saçma ifadelere rastlamak mümkündür. Ahiret inancı yerine de bazı Yahudiler "Armagedon Kıyamet" inancı ikame etmiştir. Bu da dünyanın harabiyeti değil, büyük bir savaş ve harptir. Bu büyük savaştan sonra vaad edilen büyük İsrail Devleti kurulacaktır. İnançlarına göre Yahudiler Allah'ın seçilmiş oğullarıdır. Diğer insanlar ise, Allah'ın kullarıdır ve Allah'ın oğullarının hizmetini görecektir.
Sayfa 96 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Orta Çağ ve Yeni Çağ'da Yahudiler Kudüs'e Ölmek İçin Göç Ederdi, Şimdi İse Bu Toprakların Sahiplerini Öldürerek Burada Yaşamaya Çalışıyorlar
Sayfa 94 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sultan II. Abdülhamid Hân'ın Filistin'de bir İsrail Devleti'nin kurulmasına izin vermeyeceğini anlayan Siyonistler, onu hürriyet naraları atan İttihat ve Terakki Cemiyeti eliyle tahtan indirdi. Bunu zaten masonlar da itiraf etti. Osmanlı yönetimini ele geçiren İttihatçılar bununla da yetinmeyerek Osmanlı Devleti'ni Birinci Dünya Harbi'ne katılmasını sağlayıp yenilmesini seyretti. Bunun üzerine Filistin'de bir İsrail Devleti'nin kurulmasının önünde artık hiçbir engel kalmamıştı. Osmanlı'nın yenilmesi için Siyonistlerin çalıştığına dair itirafı ise New York'ta çıkan "The New Palestine" adındaki Yahudi gazetesinin 1923 Nisan sayısında görüyoruz: "Siyonist teşkilatı genel başkanı Chaim Weizmann'ın emir ve işaretiyle Birleşik Amerika'da bir konferans gezisinde şöyle demiştir: "Zannediyorum ki harbin başlıca iki neticesinden birisi de Yahudi yurdunun kurulması hadisesi teşkil ettiğini, harbin tarafsız yazılacak tarihi gösterecektir. Biz bunun için harb ettik ve Türklerin mağlubiyetine hizmet ettik! 1897 Siyonist Kongresi'nin kararlarına ve Siyon liderlerinin protokollarına uyularak otuz milyon Avrupalının telef olmasına sebep olduk!"
Sayfa 94 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Padişah Sultan II. Abdülhamid Siyonistlerin Filistin'den toprak satın alma tekliflerini reddederken, hükümet de yerleşmeleri önlemek için çeşitli önlemler almıştır. Hariciye vekilliği çeşitli gazetelere bu konuda açıklamalarda bulunuyor ve Siyonistlerin esas amaçlarının ne olduğunu halka anlatmaya çalışıyordu. Ayrıca sefaretlere bu konuda
Sayfa 52 - Motto YayınlarıKitabı okudu
1896'da Theodor Herzl Osmanlı yönetimine bir teklifte bulundu ve şunları istedi:" Filistin'e göç edecek Yahudiler zât-ı şahanenin tabiiyetinde ve hayatları mutlaka garanti altında olacaktır. Topraklar hiçbir zorlama olmadan satın alınacaktır. Hiçbir kimsenin mülkiyet hakkının elinden alınması bahis konusu değildir. Vatandaşlık haklarını tam olarak elde edecekler ve her yıl muntazaman vergilerini ödeyeceklerdir. Bu vergi başlangıçta 100.000 altın olacaktır ve göçler devam ettikçe bir milyona kadar yükselecektir." Cennetmekân Sultan II. Abdülhamid Hân bu teklife: "Eğer Bay Herzl senin benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış toprak dahi satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Millet bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehit düşmüştür. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmıştır. Türk İmparatorluğu bana ait değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasın, benim İmparatorluğum parçalandığı zaman onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilir. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem."[3] diye cevap vermiş ve siyonistlerin Filistin'e yerleşmelerine şiddetle karşı çıkmıştır.
Sayfa 48 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Yahudiler tarihlerinde göremedikleri yaşam kolaylığını İslam ve Türk hâkimiyeti döneminde yaşamıştır. Bölgenin 1516'da Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi ile Osmanlı hâkimiyetine girmesi ve tüm etnik ve dini gruplara iyi davranılmasından dolayı Avrupa'da baskı içerisinde yaşayan pek çok Yahudi Filistin'e gelip yerleşerek mutluluk içerisinde yaşamıştır.. Avrupa'da yayılan milliyetçilik hareketleri, Osmanlının durumunun da zayıflaması ve Batılı devletlerin kışkırtmaları sonucunda Yahudilerde bir gün Filistin'e dönerek burada bir Yahudi Devleti kurma emeli olan Siyonizm uyanmaya başlamıştır. Yahudiler yine en iyi bildikleri işi yapacak, kendilerini besleyen eli ısıracaktı. Nitekim İsrail Parlamentosu'nda heykeli bulunan THEODOR HERZL bir konuşmasında şunları söylemiştir: "Siyonizm'in amaçlarına ulaşabilmesi için Osmanlı'nın dağılmasını beklemeliyiz. Bu süreci hızlandıracak girişimlere ağırlık vermeliyiz."[1]
Sayfa 20 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dedem Sultan Abdülhamit'in Filistin Davası
Yakın zamanda bir gazetede, yeni çıkan bir kitabın tanıtım yazısında "Sultan II. Abdülhamid Hân, Musevilerin Filistin'den toprak alımına izin vermiş." başlıklı bir haber çıkmıştı. Sultan dedemizi kötülemek adına her fırsatı değerlendirmeyi kendilerine asli vazife yapmış olanlar da hemen bu konuyu istismar etmeye kalktılar. Yakın
Motto YayınlarıKitabı okudu
Herzl'i "Siyonist" yapan olay Dreyfus Olayı'dır. Almanlar lehine casusluk yaptığı iddiasıyla 4.10.1894'te tutuklanan Alfred Dreyfus adlı Yahudi asıllı Fransız yüzbaşısı, 4.1.1895'te harp divanına çıkarılmıştı ve Herzl muhabir olarak duruşmaları takip etmekteydi. İnsan Hakları Beyannamesi'nin ilan edildiği modern ve cumhuriyetçi Fransa'da, Dreyfus aleyhine elde sabit deliller olmaksızın mahkemenin idam kararıyla sonuçlanması ve 1791'de Yahudilere vatandaşlık hakkı vermiş olan Fransızların bir Yahudi'nin nezdinde tüm Yahudileri kınayıp Paris sokaklarında "Yahudilere ölüm!" diye bağırmaları, Herzl'i derinden etkiledi. Edebiyat öğretmeninin putperest "Heathen" kelimesini "Such as idolators, MuhammedansandJews / Muhammed'e tabi olanlar ve Yahudiler gibi putperestler" diye açıkladığını anımsadı. Kitap kurdu olduğu üniversite yıllarında, okumuş olduğu Eugen Dühring'in "The Jewish Problem as a Problem of Race, MoralsandCulture / Bir Irk, Moral ve Kültür Problemi Olarak Yahudi Problemi" adlı kitabında, Yahudileri "İnsanlık hislerinden yoksun değersiz bir ırk" olarak vasıflandırdığını gözleri önüne getirdi. Kendi kendine "Dühring gibi bir akademisyen bu şekilde düşünürse, cahil insanlardan ne beklenir" diye düşündü. Bu mahkemeden sonra Herzl, bütün benliğiyle kendini Yahudi sorununa çözümler aramaya verdi. Yahudileri hakaretten kurtarmanın yegâne çaresi, onları tek toprak üzerinde toplamaktı.
Sayfa 45 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Siyonizm ve Theodor Herzl
Siyonizm'in politik kurucusu sayılan Theodor Herzl, Budapeşteli orta sınıf bir Yahudi ailesinin ferdi olarak 2 Mayıs 1860'ta doğdu. Theodor Herzl, Viyana Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı. Avukat sıfatını taşısa da mesleğinin yerine Neue Freie Press gazetesinde muhabirlik ve yazarlık yaptı, çeşitli oyunlar yazdı. O zamanlar Siyonizm üstüne kapsamlı çalışmalar yaparak Yahudi Devleti'nin kurulmasını kendisine amaç edindi. Fransa'da ortaya çıkan Dreyfus Olayı sonrası artan Yahudi karşıtlığı hem onun yaşamına hem de Siyonizm düşüncesine yön verdi. Yahudilerin tüm dünyada ezildiği ve acı çektiği düşüncesinden hareketle 1896'da Türkçe "Yahudi Devleti" anlamına gelen ama gerçekte Siyonist manifestosu olan "Der Judenstaat/Yahudi Devleti" adlı kitabını yayınladı.
Sayfa 44 - Motto YayınlarıKitabı okudu
PROTOKOL 11
1.5) Yahudi olmayanlar bir koyun sürüsüdür ve biz onların kurtlarıyız ve sizler biliyorsunuz ki kurtlar koyun sürüsüne daldıkları zaman neler olur? 1.6) Allah bize, biz seçilmiş kavme, dağılma ihsan etti ve bütün gözlere bizim zayıflığımız şeklinde görünen bu dağılma içinde bizim bütün kuvvetimizi meydana çıkardı, bizi şimdi bütün dünya üzerindeki hükümdarlığımızın eşiğine getirdi. 1.7) Atmış olduğumuz temel üzerinde bina kurmamız için şu anda pek fazla iş kalmış değildir. Siyon, bir "tarikat" değil, "ülkü"dür. Yahudiler, buna "Zion" der. Siyon, bir dağın adıdır.
Sayfa 43 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Protokol 1
a) Yaradılışın kanununa göre hak, kuvvette yatar. b) Ahlâka uygun bir şekilde hüküm süren bir hükümdar, usta bir politikacı değildir ve bundan dolayı tahtında sağlam duramaz. Hükmetmek isteyen kimse, hem kurnazlığa hem de yapmacıklığa başvurmalıdır. Açık sözlülük ve dürüstlük gibi halk arasında meziyet sayılan vasıflar, siyasette bir kusurdur. c) Yahudi olmayan halk, alkollü içkilerle düşünce kabiliyetlerini kaybetmiştir. Onların gençliği klasisizm ve ilk çağ ahlaksızlığı ile ve içlerine soktuğumuz özel ajanlarımız, öğretmenler, hizmetçiler, zenginlerin evlerinde mürebbiyeler, takipler vasıtası ile zehirlenerek ahmak bir şekilde yetiştirilmiştir. d) Gayemizi elde etmeye hizmet edecekleri zaman rüşvetçilik, düzenbazlık ve hıyanet hususlarında duraklamamalıyız. e) Çok eski zamanlarda, "hürriyet, eşitlik, kardeşlik" kelimelerini halk kitleleri arasında ilk defa biz bağırdık. O günlerden beri her taraftan gelip bu oltaya takılan budala papağanlar tarafından bu kelimeler, çok defa tekrar edildi. Bu kelimeler, daima barışı, sükuneti, dayanışmayı yok eden, Yahudi olmayan devletlerin bütün müesseselerini tahrip eden mahvedici kurtçuklar oldu.
Sayfa 38 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Siyon Protokolleri
Siyon Protokolleri, Siyonistlerin, Yahudiler hariç, bütün dünya milletlerini ifsat etmek için düzenledikleri gizli planlardır. Bu protokoller, 1905'te Rusya'da toplanan Siyonistler tarafından hazırlanmış denilmesine karşın, gerçekte M.Ö. 929 yılında, Siyon'un, eski Babil Bilgelerinin Protokolleri olarak yazılmaya başlandığı bilinmektedir. Bu protokollerin Sultan II.Abdülhamid Hân'ın arşivinde bulunması, Sultan Abdülhamid'in Yahudilerin planlarından haberdar olduğunu göstermektedir. Yahudiler bu belgelerin sahte olduğunu iddia etse de biz onlara şunu söylüyoruz: Yaptıklarınızla bu belgedeki maddelerin hepsinin hakikat olduğunu haykırıyorsunuz.
Sayfa 38 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Yakın bir zamanda ibretlik bir hadise hepimizin gözleri önünde cereyan etti. Başı kapalı müfettişler bir Yahudi ilkokulunu teftiş ederken, Yahudi ve Siyonist öğretmen öğrencilere sorular soruyor ve öğrenciler de hep bir ağızdan cevap veriyor: -Süleyman Tapınağı'na inanıyor musunuz? -İnanıyoruz. -Tapınak nerede inşa edilecek? -Mescid-i Aksa'da. -Mescid-i Aksa ne olacak? -Yıkılacak. -Kudüs ne olacak? -Tamamen Yahudi. Araplar ya ölecek ya köle olacak. Müfettişler, "Ne güzel hepsini öğrenmişler." diye memnuniyetlerini ifade ediyorlar. İşte bu düşünce ile mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Filistin meselesinin çözümünde, Yahudilerden insaf ve izan beklemek beyhudedir. Onların anladığı tek lisan kuvvettir. Onlara anladıkları dilden konuşmanın vakti geldi de geçiyor.
Sayfa 24 - Motto YayınlarıKitabı okudu
Sultan Abdülhamid'in Özel Mülkünü İngilizler Gasp Etti.
"İngilizler 9 Aralık 1917'de Filistin'i işgal etti. İşgal edilen topraklarda özel mülkiyete dokunulmaz. Ama Filistin'de Sultan 2. Abdülhamid'e ait arazi, İttihatçılar tarafından devletleştirildiği için İngilizler geçti ve Yahudi iskânı hızla attı. Bölgede yoğunluğun iyice artan Yahudiler, geriye kalan yerli Arap halkını göçe zorlamak için Siyonist terör saldırılarına da başlamıştı."
Sayfa 130
(Nisa suresi 83. Âyerinde şöyle buyuruyor Rabbimiz!
"Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Halbuki onu peygambere ve içlerinden yetkin sahibi kimselere götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkara bilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız."
Sayfa 112
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.