Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler

Empati Çağı

Frans de Waal

Empati Çağı Sözleri ve Alıntıları

Empati Çağı sözleri ve alıntılarını, Empati Çağı kitap alıntılarını, Empati Çağı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
insan insanın kurdu değil bacanağıdır
Eğer insan insanın kurduysa, yani her anlamda bu geçerliyse, bu durumdan yalnızca olumsuz anlamlar çıkartılmaz. Eğer atalarımız sosyal olarak birbirlerinden uzak durmuş olsalardı, bugün bulunduğumuz yerde olamazdık
Anne bir maymun bazen iki ağaç arasındaki mesafeyi geçeme­yen çocuğunun ağlaması sonucunda geri döner. Anne maymun ön­ce kendi bulunduğu ağaçtan çocuğunun bulunduğu ağaca doğru dö­ner ve sonra da kendi bedenini iki ağaç arasında adeta bir köprü gi­bi kullanır. Bu yalnızca hareket uyumluluğu ile aşılabilir: Sorun hız­la çözüme kavuşturulur. Dişi, duygusal açıdan bağlılık gösterir (za­man zaman, çocuklarının ağlayışını duyan anne maymunlar da ağ­lamaya başlarlar) ve başkalarının üzüntüsünü anlayışla değerlendire­rek onların acısını paylaşır. Ağaçta köprü kurmak, hareket halindeki orangutanların gündelik uğraşlarından biridir ve anneler çocukla­rının gereksinimlerini karşılamak için düzenli aralıklarla yavruları­ na geri dönerler.
Reklam
Evrim teorisinin muhafazakar kanat içerisinde dikkat çekici bir bi­çimde popüler olduğu görülüyor, fakat bu durum biyologların konuyu ele alışından oldukça farklı. Evrim teorisi burada tıpkı gizli bir metres muamelesi görüyor. Teoriden üretilen "Sosyal Darwinizm"in müphem hayaleti tutkuyla sahiplenilirken, gerçek Darwinizm, güneşi balçıkla sıvamaya çalışılırcasına reddediliyor.
doğa bize korona ile en büyük cezayı vermiş oluyor :(
Bedenlerimiz ve zihinlerimiz sosyal bir hayat içinde anlam kazanırlar ve onun yokluğunda ise umutsuzca çöküntüye uğrarlar. İşte bu yüzden, ölüm cezasından sonra bir insana verilebilecek en büyük ceza onu tek başına bir yere kapatmaktır.
Devlet, canı çekenin günün herhangi bir saatinde sağabileceği bir inek değildir; ancak pek çok Avrupalı devleti bu gözle görmektedir.
Kant, gece gece insanı yorma bi git ya
Kant insanlık için küçük bir değer biç­mişti. Kant, tutkuyu "güzel" olarak övmüş ve onu erdemli bir hayatla ilişkili olduğu sürece dikkate almıştır. Eğer bütün mesele görev ise, ince duygulara kimin ihtiyacı olsun ki?
Reklam
Güçlü sosyal bağ­ları olan dişilerin daha fazla sayıda yavrusu hayatta kalabilmektedir. Birbirlerini tımarlayan eşlerin bir diğerini dış saldırılara karşı koruduğu, yırtıcı bir hayvanla karşılaştıkları zaman uyarı çığlığı attıkla­rı ve birbirlerini sakinleştirici temaslarda bulundukları gözlenmiştir. Bu yardımlaşmaların tamamı, babun annelerinin daha fazla sayıda çocuk sahibi olabilmelerini kolaylaştırmaktadır.
Ancak, bir veteriner ameliyat masasında yatan maymuna yüzlerce dikiş atarken, az önce onunla kavga eden maymunun ameliyat boyunca diğerinin elini bırakmaması beni oldukça şaşırtmış­tı.
Davranışsalcıların düşünce kalıbıyla ifade edecek olursak, bir başkasının hayatını kurtarmak için suya atlama konusunda insanlar ve maymunlar arasındaki fark sanıldığı kadar büyük değildir.
Özdeşleştiğimiz kişiyi taklit etmemiz, sadece hareketlerimizin benzemesine neden olmakla kalmaz, aynı zamanda karşımızdakiy­le sahip olduğumuz bağların güçlenmesine de yol açar. İnsan anne­leri ve çocukları, ellerini aynı ritimde birbirlerine vurma oyunu oy­narlar. Bunlar eşzamanlılık (senkronizasyon) oyunudur. Ve aşıklar ilk tanıştıklarında ne yaparlar dersiniz? Omuz omuza saatlerce yürür, birlikte yer içer, birlikte güler ve birlikte dans ederler. Uyum içinde olmanın bağlayıcı bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Dans, bu bağ­ların güçlendirilmesinden başka bir şey değildir. Eşler birbirlerinin hareketlerini tamamlar, hangi adımı atacağını sezer ya da kendi ha­reketleriyle diğerine yol gösterirler. Dans çığlıkları, hayvanları mil­yonlarca yıldır birbirlerine bağlayan "Uyum içindeyiz!" nidaların­dan başka bir şey değildir.
294 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.