"Rusça bir şey söylesene."
"Ty samaya krasivaya zhenshchina kotoruyu ya kogda-libo videl." (Sen, hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın.)
"Ne dedin?"
"Gıcıksın."
"Böyle basit bir şeyi söylemek için bu kadar çok kelime gerekiyorsa, Rus olmaktan nefret ederdim," diye söylendim. Dediğine bir an olsun inanmamıştım.