Hepimiz birer erik çekirdeği gibi değil miyizdir aslında annemizin karnında? Dünyaya gelir ve adapte olmaya çalışırız. Bu hikayedeki taş-kaya-ağaç kökleri gibi engeller çıkabilir karşımıza. Ama aynı zamanda solucanlar,köstebekler,kırlangıçlar, dereler geliverir yolumuzu açar, gönlümüze ferahlık verir. Papatya gibi dostlarımız olur, muhabbetiyle hemhal oluruz. Bazen yapraklarımızı döker, bazen çiçek açarız. Hayat dediğimiz yolculuk işte budur.
İstikrarlı hayal, hakikattir. Hayal ettiğimiz hakikate ulaşmak için bu hikayedeki erik çekirdeği gibi mücadele ederiz. -ki hayatımızın en güzel yılları bence mücadeleyle geçen yıllardır- Bu mücadeleyi verirken gereken cesareti kendimizde bulmamız lazım gelir. Yazarın dediği gibi: “Işığa yalnızca cesaretle yol alanlar ulaşabilir.”
Kitaptaki erik çekirdeğinin değişimi ve dönüşümünü okuduğunuzda kendi hayatınızla benzerliğine şahit olacaksınız. Yazarı tanıdığım için onun sesiyle okudum. Akıcı ve etkili kalemini okumak benim için keyifliydi. Sizlere de keyifli okumalar.