Zweig'in bazı kitaplarını Freud'dan etkilenerek yazdığını zaten biliyordum. Bu kitabı da o şekilde yazdığı için hem meraklıydım hem de beklentim büyüktü.
Bu kitapta da aşk, gurur, hüsran gibi duygular hakim. Ama çeviriden mi kitaptan mı kaynaklı bilmiyorum ben duygu yoğunluğu hissedemedim. "Bir Kadının Yaşamından Yirmidört Saat", "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" kitaplarındaki duygu yoğunluğunu, psikolojik tahlilleri bulamadım açıkçası.
Yine de bir solukta okunabilen bir kitap olduğu için okuyup Zweig'in diğer eserleriyle kıyaslayın derim ben. Keyifli okumalar.