Ne kadar güzel olursa olsun, bir kadın, geceyi bir erkeğin koynunda geçirdi mi, yaprakları solmuş çiçekler gibi kıymetini birdenbire kaybediverir. Çünkü erkekleri heyecana getiren şey, kadınlara sahip olmak değil, kadınları elde edebilmek arzusudur.
İçinde seksen kişi taşıyan, iki katlı, dört motorlu, barlı ve lokantalı bir Amerikan tayyaresinde yolculuğa çıkanlar için bütün seyahat müddetince, ancak iki defa ölüm tehlikesi hatıra gelebilir. Bunlardan birisi, yerden beş bin metre yukarıda ani bir fırtınaya tutulup, koskocaman tayyarenin eski bir konak harabesi yıkılışı ile hava boşluğu denilen bir kuyunun içine yuvarlanması, diğeri de oturduğunuz yerin yanındaki koltuğa bir çirkin kadının getirilip bırakılması.
Hele tayyarede çirkin kadın, o hepsinden fenadır.
Güzel değildi. Hatta yakışıklı bile değil. Fakat saçlarının tellerinden, ayaklarının parmak uçlarına kadar erkekti. Gözlerini kaldırıp, gözlerinde tuttuğu herhangi bir kadını kalbinden değil de, damarlarından çarpan bir erkek.
Yine, instagram sahafından alınmış bir kitapla karşınızdayım.İlk basım yılı 1952, elimdeki kitabın basım yılı ise 1961. Basım yeri İnkılap Kitabevi. Yer yer yıpranmış ama okunabilir durumda. Esat Mahmut Karakurt'un ilk okuduğum romanı. Aşkın gücünün neler yaptırabileceği üzerine işlenmiş bir hikaye. Keyifle okudum . Hikayenin geçtiği döneme ait bazı bilgiler ilginç geldi. Misal o dönemde teyyarelarde (uçak) sigara içiliyormuş ama kalkıştan hemen önce anons geçiyorlarmış " teyyaremiz kalkış için hazırdır, lütfen sigaralarınızı söndürün" diye. Sonra, uçuş öncesi havadaki basıncın rahatsız etmemesi için ciklet dağıtılıyormuş haa bir de güzel aşk şarkıları çalınınca yine bir anons geliyormuş "sırada güzel bir aşk şarkısı var, lütfen kulaklıklarınızı takın" diye...
Romanı merak ederseniz alıp okuyun derim, keyifli okumalarınızı olsun..
Olaylar aslında birbirinden bağımsız gözükse de, yazar öyle bir bağlamış ki konuları birbirine, sanki bir ağacın yalnızca farklı dalları gibi gözüküyor. İfadelerde o kadar güzel benzetmeler kullanmış ki okuyucuyu kolayca tesir altına alabiliyor. Kitabın anlatımı genelde herkesin anlayabileceği sade ve yalın bir şekil ile daha da akıcılık kazanmıştır.