Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erkek Olmanın Tehlikeleri

Herb Goldberg

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İyileşmenizi ve her şeyin sadece bir kâbus olduğunu kavramanızı sağlayan şey, bilincinde olmaktır, tam olarak yaşamaktır. —Frederick S.Perls
Yaygın bir kültürel mite göre kadın-erkek ilişkisinde kadın daha bağımlıdır. Erkeğin coşkusal açıdan sığ olduğu ve bir kadınla derin, yakın bir duygusal ilişki kuramadığı söylenir. Ne var ki klinik deneyimleri, bu “sığlığın,” erkek tarafından kendi duyarlığını ortaya vurmaktan kaçınmak için kullanılan bir öz-koruyucu araç olduğunu düşündürmektedir. Yani, erkek, kadına yönelik yakınlık duygusuna ve bağımlılığa direnir, çünkü kadın bir kere bilinçaltı savunmasını aştığı an, erkek, derin ve neredeyse tam bağımlılık derecesinde kadına bağlanır. Özellikle ilk evliliklerde birçok erkek bilinçsizce, anneleriyle olan türden ilkel bir bağımlılık ilişkisi aramakta ve beklenmedik bir şekilde memeden kesilen bebek gibi, bu rahatlık kaynağından olunca öfkeye kapılmakta ve umutsuzluğa gömülmektedir.
Reklam
Hep bastırılagelen kadın saldırganlığı sonunda açık ve doğrudan ortaya çıktığı zaman aşırı biçimler alabilmektedir.
Son günlerde bu olgu köşe yazarı Shar.a Alexander tarafından tartışılmıştır. Ulusal Kadın Siyasi Kurultayındaki idareci rolünü bırakmasının nedenini açıklarken şöyle yazıyor: …feminist liderler arasındaki vahşi çekişmelerden usandım… Kadınların böylesine kaba, acım asız ve yıkıcı birer savaşçı olmasının — kadın savaşçıların tempo, onur, ritm ve acıma duygusundan yoksun olmalarının nedeni bazı erkeklerin iddia ettiği gibi artan salgısal dürtülere maruz kalmamız elbette değildir, diye düşündüm… Kadındaki tüyler ürperten öfke, en küçük kıvılcımda gırtlak gırtlağa gelme dürtüsü, “Lüksenburg’un üstüne bomba yağdırmaya” hazır oluşları, şövalye kadın geleneğinin olmasından kaynaklanmaktadır. Ülke çapında kadınlar eski rolleriyle ilgili bastırılmış kızgınlıklarını hissetmeye ve göstermeye başlamıştır.
Kadın özgürlüğü hareketi şaşırtıcı etkisini öznefret, suçluluk veya erkeği yatıştırma arzusu yoluyla gerçekleştirmemiştir. Bunun yerine, öfke ve kızgınlıkla kamçılanmıştır.
Tipik kadın… kur döneminde… pasif, boyun eğmeci, geleneksel, kadınsı rolü üstleniyordu; tek kelimeyle kendi egosu pahasına erkeğin egosunu şişiriyordu. Fiziksel çekicilikle ayakları yerden kesilmediği taktirde, erkeğin ekmek kazanma ve yatak ortaklığı potansiyelini kurnazca değerlendiriyor ve erkeğe, bir ev kadını, yardımcı ve çocuklarının annesi olarak tam istenilen kadın olduğunu kanıtlama yoluna gidiyordu… belki de gerçekten olduğundan daha “kadınsı” birisiymiş gibi davranıyordu. .”
Reklam
İntihar istatistiklerine yer vermeyen erkek olmanın tehlikeleri konulu bir bölüm eksik kalacaktır, bu istatistikler belki de erkek olmanın “görkemiyle” ve “sevinçleriyle” ilgili her türlü istatistikten daha aydınlatıcıdır. Yirmi dört yaşına kadar erkeklerde intihar oranı, kadınlardakinden üç kat daha fazladır. Altmış beş yaşının üstünde bu oran erkeklerde hemen hemen beş kat daha fazladır. Bu istatistikler, ölümle sonuçlanan ve gerçekte kazadan çok intihar olabilen birçok araba kazasını kapsamamaktadır. Erkeklerde intihar girişimlerinin başarı oranı, kadınlardakine kıyasla on ikide birdir. Yani, kadınlardaki intihar girişiminin gerçekte erkeklerdekinden dört kat daha fazla olmasına karşılık, erkeklerin gerçekten kendilerini öldürmeyi başarma oram kadınlardakinden üç kat daha fazladır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.