Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Erken İslam'da Mizah

Franz Rosenthal

Erken İslam'da Mizah Hakkında

Erken İslam'da Mizah konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
4
Okunma
Beğeni
622
Görüntülenme

Hakkında

Erken İslâm'da Mizah, esas olarak Hicri ll./Miladî VIII. yy.'da yaşadığı sanılan ünlü bir Arap mizahçısı Eş’eb hakkında bir monografi denemesidir. Franz Rosenthal, ayrıca bu kitabı İslâm mizahına ait çalışmaların bugünkü durumunu incelediği bir bölümle, Eş’eb’e mal edilen 161 hikâyeyi içeren bir metin çevirisi bölümü eklemiştir. Rosenthal, bu metinlerden hareketle Eş’eb döneminin Medinesi’nin ve daha genel olarak Arap dünyasının sosyal-kültürel bir tasvirini de yapmaya çalışmıştır. Kitap, İslâm dünyasında gülme konusundaki kuramların kısaca incelendiği bir bölümle sona eriyor. Kendi alanında yazılmış sınırlı yapıtlardan biri.
Çevirmen:
Ahmet Arslan
Ahmet Arslan
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 5 dk.Sayfa Sayısı: 250Basım Tarihi: Ekim 1997Yayınevi: İris Yayıncılık
ISBN: 9789757909095Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Franz Rosenthal
Franz RosenthalYazar · 4 kitap
Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 31 Ağustos 1914’te Berlin’de doğdu. 1932 yılında girdiği Berlin Üniversitesi’nde dönemin en ünlü hocalarından klasik diller ve şarkiyat okudu. 1935’te hazırladığı Die Sprache der palmyrenischen Inschriften und ihre Stellung innerhalb des Aramäischen adlı teziyle (Leipzig 1936) doktor unvanını aldı. Ardından İtalya’ya giderek Floransa’da bir yıl öğretmenlik yaptı. Berlin’e döndükten sonra Lehranstalt für die Wissenschaft yüksek haham okulunda öğretim faaliyetini sürdürdü. 1938’de yazdığı Die aramäistische Forschung seit Th. Nöldeke’s Veröffentlichungen adlı eseriyle (Leiden 1939) ilk defa o yıl verilmeye başlanan “Lidzbarski” ödülüne lâyık görüldüyse de yahudi oluşu sebebiyle ödülün parasal kısmını alamadı. Yahudi aleyhtarlığının doruğa çıktığı 1938 yılının sonunda Almanya’yı terkederek Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti; 1940’ta Cincinnati’deki (Ohio) Hebrew Union College’da göreve başladı. 1943’te Amerikan vatandaşlığına geçti ve askerliğini Washington’daki Stratejik Hizmetler Dairesi’nde yaptı. II. Dünya Savaşı’nın ardından tekrar akademik hayata dönen Rosenthal 1948’de Pennsylvania Üniversitesi’ne intisap etti. 1956 yılında, 1985’te emekliye ayrılıncaya kadar görev yapacağı Yale Üniversitesi’nde Sâmî diller profesörlüğüne tayin edildi. Yale Üniversitesi Yakındoğu Çalışmaları Bölümü’nün dünya çapında saygınlık kazanmasında önemli rol oynayan ve İslâm araştırmalarının Amerikan üniversitelerinde yaygınlaşmasına öncülük eden Rosenthal, 1964-1965 yıllarında American Oriental Society ile American Philosophical Society, American Academy of Arts and Sciences, Medieval Academy of America, American Academy of Jewish Research, British Academy, Middle East Medievalists, Deutsche Morgenländische Gesellschaft ve Accademia Nazionale dei Lincei gibi bilim kurumlarının başkanlığını yürüttü. Giorgio Levi Della Vida ve Harvey Prize ödüllerine sahip bulunan Rosenthal’e Columbia, Tübingen, Tel Aviv ve Kudüs İbrânî üniversiteleri tarafından fahrî doktora pâyesi verildi. 1984’te yayımlanan Journal of American Oriental Society’nin CIV. cildi ile Oriens’in XXXVI. cildi de kendisine adandı. 8 Nisan 2003 tarihinde Brandford’da (Connecticut) ölen Franz Rosenthal arkasında yirmi üçü kitap, 106’sı makale, altmış ikisi The Encyclopaedia of Islam’da yayımlanmış yetmiş beş madde, kitap tanıtım-kritik yazısı olmak üzere toplam 363 çalışma bırakmıştır. Onun eserlerinin görülen özelliklerden biri, Ortaçağ İslâm medeniyetinin daha önce hiç değinilmemiş yönleriyle sosyal ve kültürel tarihi üzerinde durmuş olmasıdır. İşlediği konular İslâm’da mizah, uyuşturucu, şans oyunları ve kumar, intihar, çocuk psikolojisi, hediye ve rüşvet gibi ilginç ve aynı zamanda ele alınması zor konulardır. Rosenthal’in temelde iki tez savunmuş olması dikkat çeker. Bunlardan ilki İslâm medeniyetinin Grek medeniyetini devam ettirdiği, ikincisi insanoğlunun arzularıyla genelde dinin, özelde de İslâm’ın çatıştığı, kanun ve kurallarla bastırılan isteklerin bir şekilde ortaya çıkarak toplumsal düzeni etkilediği görüşüdür.