Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1450-1789

Erken Modern Dönemde Avrupa

Merry E. Wiesner-Hanks

Erken Modern Dönemde Avrupa Sözleri ve Alıntıları

Erken Modern Dönemde Avrupa sözleri ve alıntılarını, Erken Modern Dönemde Avrupa kitap alıntılarını, Erken Modern Dönemde Avrupa en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genç insanların kuşku çekmeleri için yasaklanmış cinsel davranışlar içine girmeleri gerekmiyordu; çünkü siyasi ve dini yetkililer genellikle evlenmemiş genç insanları kargaşa kaynağı olarak görüyorlardı ve onların yetişkinlerle yaşamalarını gerektiren veya davranışlarını sınırlayan yasalar çıkarıyorlardı. (Bu tür yasalar New England sömürgesinde de çıkarıldı ve uygulandı.) Örneğin Danimarka krallığının ikinci büyük kenti Malmö'de 1549 yılında çıkarilan bir şehir meclisi kararı, tüm bekâr genç erkeklerin ve hizmetkârların her yıl belediyeye kayıt yaptırmalarını istiyor; tüm bekâr genç kadınların da tek başlarına yaşamalarını yasaklayarak hizmetkâr olarak bir evde yaşamalarını zorunlu kılıyordu. Hatta Strasbourg'da genç kadınların dul anneleriyle bile yaşamaları yasaktı; çünkü bu durum onlara "utanç, iffetsizlik, ahlaksızlık ve şehvet düşkünlüğünden başka hiçbir şeye yol açmayan avarelik etme, canları istediğinde oraya buraya gidebilme özgürlüğü sağlıyordu."
Cervantes, İtalya'da eğitim görmüş, İnebahtı Savaşında savaşmış ve yaralanmıştı; korsanlar tarafından esir alındıktan sonra köle olarak satılmış, sonunda ailesinin mahvına yol açacak kadar büyük bir fidyeyle kurtarılmıştı.
Reklam
Rönesans'ın bir yönünü oluşturan hümanizm, yakın geçmişten kopmak gerektiğini vurgulayan İtalyan entelektüeller, sanatçılar ve yazarlar tarafından başlatılan bilinçli bir kültürel harekettir.
Toplumu Oluşturan Bireyler,1450-1600
Erkekler için cinsellik sadece gençlikte önemli bir etmendi; evlilik veya babalık neredeyse hiçbir zaman önemli bir dönüm noktası olarak görülmüyordu. Kadın yaşamının evreleri tarif edilirken ise, en çok önem verilen şey kadının cinsel statüsü ve erkekle olan ilişkisiydi: Kadın ya bir bakire, ya bir eş ya da bir duldu; veya bir kız evlat, eş ya da anneydi.
"Hıristiyan Avrupalılar ve Müslüman Araplar Siyah Afrikalıları kendilerinden aşağıda, barbar ve ilkel yaratıklar olarak görüyorlardı; bu tavır onların herhangi bir kaygı duymaksızın Afrikalı köleleri alıp satmalarına izin veriyordu."
Sayfa 367
15. yüzyılın ortalarında İtalya ve İspanya'nın birçok şehrinde ve Orta ve Doğu Avrupa'nın bazı şehirlerinde büyük Yahudi toplulukları bulunuyordu. Avrupa'nın bazı kısımlarında Yahudilerin toprak sahibi olmasına izin verilmiyordu; bu nedenle de Yahudiler hayatlarını genellikle şehirlerde kazanıyor ve sonradan hukuken gettolar olarak tanımlanan mahallelerde yaşıyorlardı. 13. ve 14. yüzyıllarda yükselen bir Yahudi düşmanlığı dalgası nedeniyle, İngiltere ve (geçici olarak) Fransa da dahil olmak üzere Avrupa'nın bazı ülkelerinden kovulmuşlardı. 15. yüzyılın sonlarına doğru kovmalar tekrar başladı; 1480'lerde Bavyera ve 1492 yılında Kastilya ve Aragon da Yahudileri kovan ülkeler arasına katıldı. 1450 yılında Osmanlılar, Yu-nanistan'ın büyük bir bölümünü ve Balkanlar'ı ellerinde bulundu-ruyorlardı; din, dil ve etnik yapı açısından karışık bir nüfusu yö-netiyorlardı. Osmanlı İmparatorluğu'nda Müslümanlar nüfusun yarısından daha azını oluşturuyordu; Yahudiler ve Hıristiyanlar dini ibadetlerini yerine getirmek, çocuklarını eğitmek ve evlilik gibi konularda büyük oranda özgürlerdi. Müslüman olmayanlar hükümete fazladan büyük oranda vergi ödüyorlardı; bu nedenle de din değiştirmek onların avantajınaydı. Ancak, Osmanlı yönetimi hazinesini düşündüğünden bu tür din değiştirmeleri hararetle teşvik etmiyordu.
Reklam
"Zümre, varlıklılık ve onur bir dereceye kadar örtüşen hiyerarşiler oluştururken, cinsiyet farklı bir hiyerarşi oluşturuyordu."
“Shakespeare İngiliz edebiyatını başka hiçbir yazarın başka hiçbir Avrupa ülkesinin edebiyatını etkileyemediği kadar etkilemiştir.”
Sayfa 206 - İşbankası Kültür Yayınları
Bazen yazarlar, erkekleri kendilerine aşık etmek için müzikten yararlanan kadınlar hakkındaki endişelerini dile getiriyorlardı;
Shakespeare'in Hamlet'i 1607 yılında, Hindistan'a gitmek üzere yola çıkmış, Batı Afrika'da bugün Sierra Leone diye bilinen ülkede sahile yakın bir yerde demirlemiş olan bir İngiliz gemisinin tayfaları tarafından bile oynandı;
224 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.