Türkiye topraklarıni iki ayrı açıdan görüyorlar. Birincisi 1915 kıyımının sahnesi olarak: Her bir şehir kapısi, köpru, uçurum bir katliama sahne olmuştu, bu ülkenin toprakları ve suyu kana bulanmıştı. İkincisiyse bir isimler listesi olarak: Arkada bırakilan, geri dönüşü imkansız, zihinde canlanamasa da hafızalara ve yüreklere öyle bir şekilde kazınmış ki sadece zikredilmeleriyle gözleri yaşla dolduran şehirlerin isimleri.