Eşcinsellik Üzerine

Alfred Adler

Eşcinsellik Üzerine Gönderileri

Eşcinsellik Üzerine kitaplarını, Eşcinsellik Üzerine sözleri ve alıntılarını, Eşcinsellik Üzerine yazarlarını, Eşcinsellik Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kısacası, nereye bakarsak bakalım, eşcinselliğinde sorumsuzluğunu kanıtlamak isteyen eşcinselin aktif olarak bu işe el attığını görürüz. Az önce tanımladığımız ilk durum ise, topluma karşı eşcinselin düşmanca bir tutum takınmasına yol açar, bu tutumu da şöylece özetleyebiliriz. Bir eşcinselin amaçları toplumsal yaşamın gerekleriyle karşıtlık içindedir; eşcinselde fazla bir toplumsallık duygusu yoktur, eşcinsel insanları birbirine kenetleyecek bağ işlevi gören olumlu duyguları başkalarına karşı pek göstermez; ayrıca barışçıl bir yolu izleyip toplum içine karışarak bir düzen, bir uyum içinde yaşamaya çalışmaz, tersine sınırlarını genişletmeye yönelik ihtiyatlı, ama aşırı derecede güçlü eğilim, kendisini düşmanca boy ölçüşmelere ve kavgalara sürükleyip götürür, cinsel içgüdüsünü de bu yolda kullanır. Tek kelimeyle toplumsal oyunda ben de varım diyecek gibi gelişmiş değildir. Eşcinselliğin aktif oluşumu üzerindeki örtüyü biraz daha araladığı için ilgimizi çeken ikinci grup, bir insanın karakteri, tutumu ve aktivitesi olarak kendini açığa vuran klişemsi dürtü ve uyarılardan oluşur.
Sayfa 24 - Say Yayınları
Eşcinsellik, toplumun istemini en can alıcı noktasından yadsır. Çünkü toplumun istemi, sonsuz bir devam idealini canlı bir kitle gibi içinde taşır. Tek başına bu da heteroseksualizmi zora başvurarak egemen kılmaya, mastürbasyon da dahil her sapıklığa bir suç, doğru yoldan bir sapma ve bir günah gözüyle bakılmasına uğraşır. Uygarlık idealindeki birlik ve bütünlük, baş gösterecek tehlikeli direnişlere ve çelişkilere karşı haklı ve haksız önlemlerle, cezalara ve etik yargılamalara başvurarak kendini savunmaya çalışır. Bir savaş durumu baş gösterip de kendini suç ve cezadan uzak hissedip, başkalarına da bunu kanıtlamak isteyen biri adalet kılıcını sallamaya başladı mı, eşcinselliğe yönelik genel yargılamanın ne denli çığırından çıkabileceğinin de düşünülmesi gerekir.
Sayfa 23 - Say Yayınları
Reklam
Eşcinsellerin birbirinden tümüyle değişik, aynı zamanda en içteki çekirdekleri bakımından birbiriyle çakışan duygu ve düşünce içeriklerine baktık mı, kadınla aralarına koydukları aktif uzaklığın kesin izini buluruz. Üç ayrı ruhsal olayın kuşkusuz en önemlisi olan, her zaman geleceğe yönelik bir direktifi de içinde barındıran birinci grup, eşcinselin yaşadığı zamana ilişkin tutumuyla ilgilidir. Sapıkların toplum yaşamımıza hiçbir bakımdan fazla uyum sağlayamadıklarını, aynı şekilde cinsiyetlerinin kendilerinden beklediği rolü oynamaktan yoksun olduklarını anlamak için fazla uğraşmaya gerek yoktur. Toplumsal yapımızdaki çeşitliliğin başı sonu görülecek gibi değildir. Bu çeşitlilik, toplumun iç çatışmalarında, çelişkilerinde ve savaşımlarında olduğu gibi, seksüel davranışında da kendini açığa vurur. Bu yüzden toplumsal istemi ölçü alacak olduk mu, eşcinsellik sorununun alabildiğine netameli bir nitelik taşıdığını görürüz.
Sayfa 22 - Say Yayınları
Baba gibi, dediği dedik otoriter bir annenin oğlu da özellikle kadınlar karşısında kendine gereği gibi bir güven besleyemeyecek, daha önce tanımlanan cesareti kırılmış çocuk gibi erişkin erkeği rekabeti karşısında tutunamayıp kadınlara karşı davranışını pek parlak görmeyecek, bunu daha çok düşmanca bir davranış olarak duyumsayacaktır. Ne var ki, bu duygu erkeğin kadına karşı tutumunu o denli belirleyecektir ki, erkek her zaman sevgi ve evlilik sorunuyla yüz yüze gelmekten kaçacak, en azından kendini güvene almak için katı koşullar öne sürecek, ağırlıklı beklentilere ve nevrozlu numaralarına (hasta olduğunu kanıtlamalara) başvuracaktır. Güçlü rekabet, ayakta kalmak için sürdürülecek tatsız savaş kadının da ötesine taşıp, çetin yaşam koşulları oluşturacaktır.
Sayfa 23 - Say Yayınları
Örneğin, baba uyguladığı aşırı otoriter eğitimle çocuğun ilerlemeye yönelik cesaretini yok eder, dolayısıyla çocuk babasında gözlemlediği işleri kendisinin de yapabileceğine güvenini yitirdi mi -babanın üstün konumunun bir övüngen- likle öne çıkarılması da bu duruma yol açabilir-, yaşamda karşılaşacağı ve babasının çözümlemiş göründüğü sorunlar karşısında ürküp geriye çekilecek, hatta genel olarak bir çözümün üstesinden gelemeyeceğine inanacaktır. Sonunda ortadaki olumsuz durumu olumluya çevirip, "despot babanın" üstün ağırlığına içten içe kafa tutarak, bu durumun kendisine yönelik ucuz beklentilerini boşa çıkararak, sonunda "despot babaya" karşı kuşkusuz hayli bedel ödeyerek savaşı kazanmış olacaktır. Böyle bir baba tipiyle de dış dünyanın insanın elinden kendini kanıtlamaya yönelik her türlü olanağı çekip aldığı, dolayısıyla üstünlüğünü aile çevresinde sergileyebildiği zor zamanlarda karşılaşılır. )
Sayfa 21 - Say Yayınları
Bireysel psikolojinin kesin kanıtlarla ortaya koyduğuna göre bir çocuk toplumun beklentileri bakımından ne kadar anormal bir gelişim göstermiş, içindeki aşağılık duygusu ne kadar güçlenmişse, gelişimi de o kadar tek yönlülüğü içerir. Çok vakit bedensel ve ruhsal dengelenebilen (kompanse edilebilen) yetersizlik duyguları bu konuda önemli rol oynar. Öte yandan, erişkinlerle arasındaki uzaklığı kendisine aşılmaz gösterecek eğilim hataları da aynı konuda önemli rol oynayan nedenlerdir. Aile çevresinde aşırılığa vardırılan katı baskıdaki bilinçsizlik de yine ilgili nedenler arasındadır.
Sayfa 21 - Say Yayınları
Reklam
171 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.