Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri ve Hasan Sabbah Gerçeği

Faik Bulut

Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri ve Hasan Sabbah Gerçeği Sözleri ve Alıntıları

Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri ve Hasan Sabbah Gerçeği sözleri ve alıntılarını, Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri ve Hasan Sabbah Gerçeği kitap alıntılarını, Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri ve Hasan Sabbah Gerçeği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hasan' ın müritleri sadece İranlılardan değil, aynı zamanda Arap, Kürt, Deylemi ve hatta Türkmen oymaklarından oluşuyordu. Meselenin mihenk noktası etnik kavimcilik olmayıp, Ortaçağda belirleyici rol oynayan inanç (sınıf çıkarı, ideoloji) ayrılığıydı. Yani ortodoks İslam ile Batınilik çatışması.
Nesnel tarihçilerin ısrarla üzerinde durduğu nokta; Hasan Sabbah'ın Mısır'dan döndükten sonra böyle bir teşkilata gereksinim duyduğu; bunların, sırf "sarayda darbe, cinayet" için değil, Sünni Selçukluların veya Haçlıların saldırılarından korunmak gayesiyle kullanıldıkları yolundaki tarihi gerçektir.
Reklam
Marco Polo Kimlerden Etkilendi?
Hasan Sabbah hareketinin kötü şöhret yapmasında ve onun kurduğu "terörist Haşhaşiler tarikatının elebaşısı" olarak Avrupa çapında yanlış tanıtılmasında Venedikli İtalyan seyyah Marco Polo'nun rolü büyüktür. İşin ilginç yanı, Polo, Hasan Sabbah'ın mekan tuttuğu o namlı Alamut Kalesi'ne ilişkin hikayelerini derlediğinde, hiçbir canlı gözlem ve izlenime dayanmıyordu. Dayanması da imkansızdı; zira, onun Horasan ile Kirman eyaletlerinden geçtiği 1273 yılında, Hasan Sabbah' ın kurup ardıllarınn devam ettirdiği Alamut Kalesi devletinin (veya beyliğnin) yerinde yeller esiyordu. Hülagu komutasındaki Moğolların, 1256'da Alamut'u kuşatıp yerle bir ederek Hasan Sabbah yanlısı Batınileri çil yavrusu gibi dağıtmalarının üzerinden tam 17 yıl geçmişti. Dolayısıyla Marco Palo'nun gezi anılarından yukarıda alıntıladığımız sözde gözlemler; yani "her tarafa dehşet saçan terörist fedailer, uyuşturucu kullanan fedai militanları, Alamut Kalesi'nin has bahçelerinde şehvet dolu bakışlarla dolaşan ahu gözlü emsalsiz huriler, Ab-ı Kevser ırmaklarıyla gözelerinden süt, bal ve şarap akan pınarlarla süslü gizli Cennet Bahçeleri, vs." etrafında oluşturulan hikayeleri, viraneye dönmüş Alamut'ta yerinde görüp izlemesi mümkün olamazdı.
Aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, gerçeklerle doğrular hep avcıların lehine işleyegelir
Sarp kayaların oluşturduğu uçurumlarla çevrili kalenin içini envai türlü süs bitkisi ve meyve ağacıyla donattı. Düşman kuşatmasına uzun süre dayanabilmesi_ için, Ferhat misali kayaları delmek suretiyle su kaynağını buldu ve dönemine göre .üstün bir mühendislik tekniğiyle suların kaleye ulaşmasını sağladı. Boru, kanal, sarnıç, fıskiye kullanmak suretiyle şelale ve havuz lar yaptırdı. Farsçada cennet anlamına gelen firdevs, aynı za manda şelale ve havuz demektir. İç ve dış kalede tahıl ve yiyecek stoklayıp durdu. Vadideki ağaçlarla araziyi ıslah edip ürüne dönüştüren, kalenin içini "has bahçe" haline getiren Hasan Sab bah' ın savunma amaçlı bu planı, düşmanları tarafından "huri gibi kızlarla afyonkeş fedaileri aşk ve meşk yaptıkları sahte cennet" diye karalandı.
Hasan Sabbah hareketinin karalamalardan azade olması düşünülemez. Yukarıdaki açıklama gözönünde bulundurulursa, 11. yüzyıldan sonra İran' a geçen, ancak "atların gizemli gücünü keşfetme" adına tıpta ve halk hekimliğindeki kullanımı 13. yüz yılda yaygınlaşan haşiş/hint kenevirinin Hasan Sabbah tarafından fedailere verilmesi, tarihsel bakırndan mümkün rnüydü?
Reklam
ünlü Arap Marksisti Samir Amin' in yerin de saptarnasıyla, Ortaçağdaki kimi gizemli tarikatların (özellikle tasavvufu benimseyenler), şeyhe mutlak itaat ve aşkın aleme uçrnak için uyuşturucu/keyif verici maddeler almalarıdır. Ancak İsrnaililer sufi değil, ihtilalci bir hareketin gözüpek, inanç dolu ve kararlı militanıydılar. Bu yüzden onlar afyon veya esrarla değil, ideolojiyle uyuşturulmuşlardı. Gizemli metafizik kaba materyalist karışımı skolastik dünya görüşleri yeteri kadar beyin yıkayıcı, teşvik edici, cesaretlendiriciydi zaten. Dolayısıyla ayrıca uyuşturucuya ihtiyaçları olmazdı.
Mizaç olarak çileci ve münzevi bir hayat süren Hasan Sabbah, hükmettiği kalede çalgı çalmayı, içki içmeyi bile yasaklamıştı. Son derece katı bir eşitlikçi ve kuralcıydı. Kimseyi kayır maz, yakınlarını asla kollamaz; dostuna düşmanına aynı adaleti uygulardı. Oğlu Muhammed'i içki içti diye, Ustad Hüseyni'yi de ünlü davetçi Hüseyin Kaini cinayetine karıştığı için gözünü kırpmadan öldürdü.
Her eylemci batıni midir?
İslam tarihindeki tüm eylemcileri Batınİ saymak da yanlıştı. Mesela, Suudİ Arabistan'da egemen olan Vahabilik, tarikatçılıktan ve batıl inançlardan nefret eden, son derece bağnaz ve eylemci bir çizgi izleyen Sünni bir koldur. İslam dünyasındaki Cihad ve Hizbullah adlarıyla eylem yapan, iktidarı hedefleyen ve bu uğurda şiddet kullanan örgütlerin de Batıni olduklarını söylemek, bilimsellikle bağdaşmaz.
Üzerinde yükseldiği sınıflı toplumu kutsayan İslam'da kaba hatlarıyla Sünni-Şii diye bilinen ilk bölünme, bu dinin,.farklı kesirnlerce iki ayrı düzlemde algılanmasından kaynaklandı. Birine göre İslam, her türlü zulüm ve baskıdan kurtuluşa götüren bireysel ve kümesel (cemaat) bir hidayet yoluydu. Diğerine göre ise, komünal gelenekleri yozlaştıkça başıbozukluğa, toplurnsal anarşiye sürüklenen kabile düzeninin egemen olduğu ortarn da merkezi iktidar vasıtasıyla belli bir sosyal düzen kurmaktı. İlk algılama biçimini benimseyen ezilen yığınlar açısından İslamiyet, ahlaki bir öğreti olarak eşitlik ve adaleti içeriyordu. İkincisinin İslamiyet anlayışı, "düzen ve şeriat kuralları her şeyin üstündedir", zenginlik ve fakirlik ilahi irade hükmünde olup, "Allah istediğini rızıklandırır" şeklindeydi. Dolayısıyla merkezi iktidara başkaldıran herkes, "ehl-i ridde, bid'at ehli, sapkın, fitneci, rnünafık" diye suçlanır; tehlikenin önemine göre tasfiyesi için uygun bastırma (tenkil) yöntemleri kullanılırdı.
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.