Bir adamı tehdit etmek için ona gücü yetmemek icâb eder. Ben seni tehdide lüzum görmem. Bana kötülük edeceğine kanaat getirirsem o zaman başka türlü hareket ederim.
İstanbul'un eski kabadayılığı nedir?
Bunu size şu vaka ile anlatayım:
.... Kavga ettikleri zaman bellerindeki bıçağı çekip hasımlarına uzaktan atarak istedikleri noktaya saplamak melekesine sahip olan beş Kefalonyalı, Reyhan Ağayı, bir yerde sıkıştırırlar. Reyhan Ağa, abanoz bir ok gibi fırlar, fakat beş Kefalonyalı ile başa çıkmak bir mesele olduğu için, eline geçen bir iskemle ile bunları çil yavrusu gibi dağıtır.
Arap Reyhan'ın arkadaşları iki ay onunla dargın durmuşlar.
Sebep? Gayet basit:
-Senin, demişler, tokadın bu gavurlara yetmez miydi ki sandalye kullandın, ayıp değil mi? Sana yakışır mı?
Güzel kadın için yaş diye bir şey yoktur. Kadın, senelere hükmetmesini o kadar güzel bilir ki, onun kır düşmüş saçları bile ağaçların baharı müjdeleyen çiçeklerine benzer.
Onun ismine bir 《Bey》 kelimesi ilave etmezsem bu adamı bu lakabla kabadayılar zümresine sokamam. Çünkü bazı lakabların, isimlerin şahsiyetlerde rolü vardır