Eski İstanbul Kabadayıları kitaplarını, Eski İstanbul Kabadayıları sözleri ve alıntılarını, Eski İstanbul Kabadayıları yazarlarını, Eski İstanbul Kabadayıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... ve daha başka benzer olguları gözlemleyen bir doğabilimci, türlerin, birbirlerinden bağımsız olarak yaratılmadıkları, ama tıpkı çeşitler gibi, başka türlerden türedikleri sonucuna varır.
Hüsne mağrur olma, ey yüzü mâhım
Niceler bu tavr u revişden geçdi.
Sana kâr itmedi te'sir-âhım
Tir-i aşkım nüh-u keşişten geçdi.
☆
Seni ey bi mürüvvet! Seni ey bi vefa
Kim kime eyledi itdiğin bana?
Şimdicik yâr olmak isterdin amma
Ne çare, civanım, iş işden geçdi
☆
Benden sana izin ey çeşmi âfet
Kiminle istersen eyle muhabbet
Şimdengeru sen sağ ben selamet
(Serverî) bu alış verişden geçti.
Boy, 1.90, boyun sâde adale. Omuzlar ve göğüs ince. Bel ince ve mütenasip. Karın yok. Bilekler kalın. Baldırlar, bacaklar mevzun. Saç açık kumral. Bıyıklar ince ve daima tebessüm eden bir ağzı örtüyor. İşte sarraf Niyazi bu adamdır. Çok şakacı olduğu için güldüğü zaman kahkası devamlıdır.
Fakat.. Kaşlar çatılır, açık ela gözlerde bir hiddet şimşeği çakar, o ipek gibi yumuşak bıyıklar dikleşirse o zaman fırtınadan korkmalı, çünkü bu tatlı adam gök gibi gürler, bir tokat şimşeği çakar ve yıldırımın indiği adam, olduğu yere yıkılır.
istanbulun en büyük yangını 《 keresteciler yangını》 dır. Marmara ile Halici birleştirmiş, dört beş kol salmıştır. Bundan sonra sayılı yangınlardan biri 1908 Meşrutiyetinin akabinde çıkan 《 çırçır》 yangınıdır, daha sonra da şehzadebaşı yangını oldu. Bu yangında bir mahallenin birden tutuştuğunu görmüştüm.