Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eski Mahalle

M Mahzun Doğan

Eski Mahalle Sözleri ve Alıntıları

Eski Mahalle sözleri ve alıntılarını, Eski Mahalle kitap alıntılarını, Eski Mahalle en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nefes olayım ciğerparem, çek Kanadım eski bir türküde çırpınır bilinmez kim söyler, koşarım hangi damara? Kal benimle yağmursonu ya da gidelim
Atlılar geçiyor, bak sökün etti bulvar menekşeleri Hiç kullanmadım, küflendi yastıkaltında bu çakaralmaz mevsim
Reklam
Nefes olayım ciğerparem, çek Kanadım eski bir türküde çırpınır bilinmez kim söyler, koşarım hangi damara? Kal benimle yağmursonu ya da gidelim
... Kıbleni kendin bul evlat! Nüfus cüzdanları yalan!
Bana bir tenha ısmarla ya da tut göğü savur bir kum tanesinin bakışlarına Artık yağmur geceyi ezber etmiş bir kız çocuğu kekeme sabahlardan bakar Sıkıldım bu tekno yüzlerden duruşları vitrin, bakışları amblem Bu otobüslerin duracağı yok benim yolum gidilmez bir zamana Bana bir tenha ısmarla
Yok başka yanıt diyor bileklerimi kesen sokak, yalnızlıktır yüzyılın virtüözü, çekip gitmiş çekip gitmiş olsam bile mektup yaz Taammüden öpeceğim dudaklarından, nasılsa kararı beraat, kalp mahkemesinin sonunda bir Bob Marley şarkısı çekecek tetiği. Ah! Buralar eskidi, ekşimiş karanfil sürüsü yıkıldı yıkılacak bir gökdelen, merdivenlerde bir genç kız eteği, olur mu sargı bezi? Yok artık mübaşirlere bırakmam öğle uykuları bıçağı biledi. Haydi, bana bir Hitit Güneşi…
Reklam
Sait Faik’im bazen, dizelerinde Nâzım’ın sandala çekerim öteleri Ölmüş bir karınca olurum sonra omuzlarda taşınan ikindi bir çakıltaşının gözbebeğinden dökülür odalara Martı kanadı olurum gölgem vurur sulara Ufuktan geçen gemiler bir adayı sürükler koynuma Akşam, dalgasız bir ömrün tenini dokur yosunların şarkısıyla durur seni özlerim...
Okunur okunmaz unutulan bir kaza haberi iki satır dalgınlık, eskiden kül tablalarında birikirdi Rüyalarımı kanadı kırık bir serçe görür, uykularımı uyur, kim? Ah ki, sokaklardan ses biriktiren gemi Hangi suları köpürtür şimdi? Bilinir mi, hangi yalnızlıktır eskittiği?
Kirlenmiş bir mendil bu yüzyıl. Ben artık gidiyorum Mostar göklerinden yıldızlar alacağım yanıma ışıl ışıl Bir de gülümseyişlerini sevdiğim kadınların Böcek seslerini toplayacağım çocukluğun ölümsüz kırlarından saracağım yaprağına kır menekşelerinin Belki bir demet rüzgâr eylül akşamlarından Gayrısını unutacağım Kirlenmiş bir mendil bu yeryüzü. Ben artık gidiyorum
Yazdan kalma bir rüya beklemiş de bu günü sürükledi çam ağacını öğle uykusuna Geveze bir güneş konuştu durdu uzak bir deniz kıyısıyla Şimdi bir yağmur şakısa kalbimi tutsam o dağ köyüne giden patika uyansa gelip cama vursa Şaşkın bir kitap: Şibumi Beni unutup şarkıya dursa Ah! Herkesin gecesinde başka akan ırmak ayaklarımda çalkansa… çalkansa… Fısıldasa: Ben seni seviyorum hâlâ
Reklam
Kondum göçtüm, kondum göçtüm, bir karanfilin tenine dedi. Kim? Sormadım! Akasyanın gölgesi, binlerce yıl öncenin ağıtlarıyla yundu Adını sonsuzluk fısıldamış kulağına Çalkalandı durdu, çalkalandı durdu Oturdum. Tarih kadar yorgundum. Beni bir serçe okudu!