Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar

Tezcan Topal

Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar Gönderileri

Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar kitaplarını, Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar sözleri ve alıntılarını, Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar yazarlarını, Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
142 syf.
10/10 puan verdi
• Sevgili arkadaşım @tezcantopal’ın hazırladığı ve 26 yazarın birbiriden güzel mektuplarının yer aldığı bu kitabı okurken inanılmaz keyif aldım ve bu konuda biraz düşündüm. Okurken insana “bu dünya benden ibaret değil” dedirtiyor. • Bu mektuplar; kızgınlıklarımızı, kırgınlıklarımızı, söylediklerimizi, söyleyemediklerimizi ve içimizde kalan ne varsa dile getiriyor. Aşkın insanı da aşıp yeni anlamlar kazanan bir arayış (belki de bir kaçış), varoluş ile yokoluş arasında ki çizgide silikleşen bir silüet gibi insan zihnini kandırmaya meyilli olduğunu hissediyoruz mektupları okurken. Konu aşk olunca bizim gibi düşünen insanların da olduğunu; sorunun, aşk denilen şeyin doğasından kaynaklandığını ve bunun -en fazla- olması gereken şey olduğunu anlayabiliyoruz. Aşk geniş bir kavram ve her insanın hikayesi de farklı aşka yüklediği anlam da. • Peki kimler var bu kitapta? Kimler yok ki; Hakan Bıçakçı’dan Doğu Yücel’e, Kaan Murat Yanık’tan Melisa Kesmez’e, Mert Fırat’a, Jehan Barbur’a, Nilüfer Açıkalın’a, Mercan Dede’ye kadar birçok yazar ve sanatçının kaleme aldığı, birbirinden güzel ve özel mektuplar bir arada. • Günümüzde artık çok da kullanmadığımız mektup türünü ne kadar çok özlediğimizi de fark ettiğimiz bu kitabı bize kazandırdığı için @tezcantopal’a teşekkürü bir borç bilirim.
Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar
Eski Sevgiliye Yazılmış MektuplarTezcan Topal · Yitik Ülke Yayınları · 201517 okunma
Bana çok emeğin geçti, çok şey öğrettin, çok şey anlattın, sessizliğinde sabrı, feryadında cesareti öğrendim.
Sayfa 96 - Yitik Ülke Yayınları
Reklam
Filmlerdeki kadınlar senmişsin meğer şarkılardaki kadınlar, romanların kadınları, arkası dönük yürüyen her kadın, fotoğraftaki yüzü belirsiz kadın, az önce kalkan otobüsün cam kenarında oturan kadın, yağmurda elinde şemsiyesiyle aceleyle yürüyen ve sonra sokağı dönüp ansızın gözden kaybedilen kadın, hepsi senmişsin, senden sonra öğrendim.
Sayfa 123 - Yitik Ülke Yayınları
Ellerim yaralı. Ancak sana baktıkça iyileşir bütün yaralarım. Sensizlik yavaş yavaş zehirliyor beni. Gün geçtikçe, sensizlik biraz daha kanıma karışıp sinsice öldürüyor. Sen olmayınca, içtiğim tek dal sigara, bir bardak çay zehirliyor işte. Okuduğum kitaplar, konuştuğum insanlar, yürüdüğüm yollar zehirliyor. Yokluğun aklımı ve kalbimi zehirliyor. Bir çocuk yüzüme gülse zehirleniyorum. Bir banka otursam, denize dönsem yüzümü, gözlerimi kapasam, bir kuş kanat çırpsa, babamın fotoğrafına baksam, metrodaki kalabalığa karışsam zehirleniyorum. Hayata dahil olduğum her an, parça parça yok oluyorum. Beni soracak olursan böyle. Sen nasılsın?
Sayfa 126 - Yitik Ülke Yayınları
Senin sessizliğin benim çaresizliğimin karşısında en sabırlı duruştu. Oysa bunu senin ilgisizliğine hatta bazen acımasızlığına bağlamak hem sana hem de kendime gereksiz acılar yükledi.
Sayfa 95 - Yitik Ülke Yayınları
Senden sonra öğrendim, geceyi uzatanın karanlığın süresi değil yaranın sızısı olduğunu. Gecenin üzerini örttüklerinden çok hatırlattıkları varmış; gerçekte üzerinin örtülmesini çok istediklerimiz. Bunu da senden sonra öğrendim.
Sayfa 123 - Yitik Ülke Yayınları
Reklam
Sevdiğim, Ne diyeyim ki? Adınla başlanmıyor artık mektuplara; unuttum adını. Tuhaftı da zaten. Etrafımda senin adınla çağrılmıyor kimse, içime sesleniyorum sadece, seninle ara ara konuşurken. O yüzden yok adın iki dudağımın aralığında. Sevdiğim! 'Sevdiğim'in içinde -di'li geçmiş zaman... Yani bir zamanlar eskidendiler, birazcık da hala var. Ey bir zamanlar gönlümün yongası, ilk kalp çarpıntım, ilk çırpınışım, gözümün ilk nuru, yazdığım her sözcüğün başlangıcı, seneler evveli sevdiğim... Nasıl sıkıştırabilirim seni şimdi bir ismin beş harfine?
Sayfa 72 - Yitik Ülke Yayınları
Kim ne derse desin gerçekten istediğin şeyleri yapmak için hiçbir yasak tanımadan harekete geçmediğin bir hayat, korkakça yaşanmış, boşa geçmiş, mutsuz bir hayattır.
Sayfa 82 - Yitik Ülke Yayınları
Çünkü kendimi hiçbir zaman o kadar güçlü hissetmedim. Korkularımı, zayıflıklarımı bildiğim kadar yola çıktığım insanların ikiyüzlülüklerini, kaypaklıklarını da çok iyi biliyordum... Onlara sonuna dek inanmamın benim sonum olacağını da iyi biliyordum. Çünkü daha yazacak onca yazım, gidilecek onca yerim vardı. Kendimi sadece duygularım, daha yapacaklarım, enerjim, başkalarıyla paylaşacağım umutlarım için korudum daha çok... Biliyor musun bu korkularım ve zayıflıklarım korudu beni yok olmaktan ve bu hayatın yalanlarına ve yozluklarına karşı kendimi savunmamı onlar bana öğretti...
Sayfa 30 - Yitik Ülke Yayınları
Evimizde televizyon olsaydı ve ben seyrettiğim her filmin sonunu hiçbir engel olmadan seyretseydim belki de bu denli tutkuyla sarılmazdım kağıtlarla kalemlere... hayatları yazmaya... İnsanların herkesten sakladıkları o gizli yanlarını, herkesten kaçırdıkları saklı öykülerini yazmaya bu denli tutkuyla bağlanmazdım.
Sayfa 26 - Yitik Ülke Yayınları
Reklam
İnsan hayatta bir kez aşk oluyor ve ardından tüm yeni sevgililerde bu aşkı arayıp duruyor, kimi zaman bunun farkında, çoğu zaman ise inkarında.
Sayfa 94 - Yitik Ülke Yayınları
Beni bekleme, başkasıyla mutlu ol demeyeceğim elbette, bekle beni ne kadar uzarsa uzasın bekle beni. Bekle ki romanlarda olmayacak kadar güzel bir hayali bölüşelim seninle.
Sayfa 78 - Yitik Ülke Yayınları
İnsanın özgürlüğü kendine rağmen kendi gibi olabilmek olmalı. Yaşantı dediğin gündelik bunaltılardan örülü kurallar zincirinin biricik mucidi olduğunu fark ettiğinde evvela kendine öfkeleniyorsun. Sonra sana anahtarı uzatan elin sahibine.
Sayfa 49 - Yitik Ülke Yayınları
Sen olsaydın, bildiğim, öğrendiğim her şeyi unuturdum ben. Çünkü sadece sana bakarak hayatta kalabilirim. Senin yüzüne bakarak hayatta kalabilirim. Yüzünü benden çevirmezsen, yerin yedi kat derinlerinde, mezardan daha karanlık, paradan bile karanlık, havasız bir maden ocağındaki patlamada ölmem mesela. Bir yol bulurum, bir nefes saklarım içimde ve senin yanında veririm sakladığım son nefesi.
Sayfa 124 - Yitik Ülke Yayınları
142 syf.
·
Puan vermedi
Eski denilince hele ki içinde sevgili varsa konunun, akla ilk sevgilinin gelmesinden daha doğal bir duygu yok. Ve bu duygu, tüm pişmanlıkların göz önünden film şeridi gibi geçip gitmesiyle, bir acı gibi saplanır yüreğe. Kitabı , artık okumam gerektiğini hissetmiş gibi aldım elime. Pişmanlıklarımla yeniden yüzleşmek istermiş gibi. Ben bir yandan kitabı okuyordum bir yandan geçmişimi izliyordum. Çok güzel mektuplar, denemeler, anılar vardı kitapta. Her bölümünü ayrı ayrı sindirerek okudum. Çok altını çizdiğim tümceler, sözler oldu. Hepsi birbirinden değerli. Mektup yazmak kolaydır ama O'na yazıyorsan, hem nasıl başlayacaksın ki, her sözcüğü bir kez değil beş kez on kez yeniden okursun. Öyle yazarsın. Neleri sığdırabilirsin mektuba. O okurken sıkılmasın diye neleri feda edersin anlatmaktan. Son sözünde yüreğini bırakırsın da yine içindeki heyecandan ellerin titreyerek zor koyarsın zarfa. Böyle bir mektup yazılmışsa, yazan da yazılan da çok sevmiştir belli. Yazın. Mektup yazacak kadar sevin...
Eski Sevgiliye Yazılmış Mektuplar
Eski Sevgiliye Yazılmış MektuplarTezcan Topal · Yitik Ülke Yayınları · 201517 okunma
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.