—Katerina kimsin sen? Kimsin ve nerden çıktın tatlı perim? Gökyüzünden mi geldin benim yanıma? Sanki hayal görür gibiyim; senin hakikat olduğuna inanamıyorum. N'olur gücenme bana, izin ver tüm duygularımı anlatayım sana. Güzel güzel anlatayım. Gerçekten kimsin sen, güzel Katerina? Kalbimin güzelliğini nasıl anladın? Söyler misin ne vakit kardeş olduk? Ne varsa anlat; şimdiye değin nerelerdeydin, nerede yaşıyordun; orada sevdiğin, haz aldığın, hasret çektiğin neler var?..."
...
İş maziye kaldıysa fena, dedi. Mazide kalan şey içilmiş şaraba benzer. Mazide mutluluk aranır mı? Eskimiş paltoyu atarsin olur biter! Sonra da tekrar yenisini alırsın, öyle değil mi?
...
“Kafayı geçmişe takmak insana acı verir. Geçmişte yaşananlar içilmiş içki gibidir! Mutluluğu geçmişte aramanın ne anlamı var? Kaftan eskimişse, çıkar at!”