Yüzümü kınından çıkaran sensin
pencereyi getiren aklima
sanki güzmüş
sevecenliğe sarınmak istiyormuş gibi
sanki canım
yüzümü sensin biriktiren kitaplara.
"Alanlara, çok bilenmiş yüreğim alanlara.
Vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın.
Vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa.
Zülküf de vursun.
Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim."
Ve artık anlatmak için yeryüzünün tuğlalarımı
seni anlatıyorum
abanmak geçiyor içimden gövdenin küllerine
sana çatlarcasına inanıyorum
çünkü kopartarak geliyorsun göğün zağarlarını canevinde tortop umudu aydınlığın.
Sarp bir güvercin düşüyor yüreğimden
buna dayanmalıyım
ölünce bir partizan gibi ölmeliyim
sabahın seher vaktine savrulan
savrulan savrulan ergen ölüleri gibi.