Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evlilik Mahkumları

Lee Comer

Evlilik Mahkumları Gönderileri

Evlilik Mahkumları kitaplarını, Evlilik Mahkumları sözleri ve alıntılarını, Evlilik Mahkumları yazarlarını, Evlilik Mahkumları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan aile yapısında yaşamayı seçer, çünkü aksi takdirde aşık olmamayı, çocuk yapmamayı vesaire seçmek gerekecektir.
Reklam
Uyku bu kadının, moral bozukluğuna karşı bulduğu bir çare.
İnsanlar deneyimden yoksun bırakıldığında işlevlerini yerine getiremezler.
Çıkaramıycak.
Kadın olmanın çelişkilerinden kaçarak kendi yarattıkları bir dünyaya sığınmış, yalnız dolaşan ve yalnızlık çeken, okumaya meraklı kızlardır. Tahmin edileceği gibi aşk, evlilik ve mutlu bir gelecek vaadi onları yalnız dünyalarından çıkaracaktır.
Kadının çocuğuyla ilişkisini idealize eden Bowlby, böylece, küçük çocuklarından ayrılan er­kekleri her türlü suçluluk duygusundan kurtardı. Daha önceleri de çocuklarla fazla ilgilenmiyor, bu işi ailedeki ve komşu çevresindeki kadınlara ya da ücretli hizmetçilere bırakıyorlardı. Uzman olan­ların da olmayanların da Bowlby'nin görüşlerini bu kadar benimsemesinin üzerine el kitapları yaz­masının, kitle iletişim araçları aracılığıyla yayma­sının nedeni budur. Sonuç da belli: Artık çocuk­ların suça yönelimini annelerin çalışmasına bağ­layan, kadınları kişisel eğilimleri ne olursa olsun evde oturup, çocuklar okula gidecek yaşa gelene kadar onlara bakmaya, sonra da çocukların kreşlere, babalarının eline ya da komünal bir ortama terketmektense yarım-günlük işlerde çalışmaya mahkum eden, bu kurallara uymayan kadını da soğuk ve bencil bir toplumsal sapkın olarak damgalayan bir dünyada yaşıyoruz.
Sayfa 182
Reklam
Kadınların erkeklere bağımlılığı denen o deh­şetin karşısında korkunç bir suskunluk hüküm sürüyor. Ev kadınlarının geçiminin erkekler tara­fından sağlandığı, dolayısıyla da kadınlann son derece ayrıcalıklı olduğu yolunda yaygın ve yer­leşmiş bir inanç vardır. Bu nedenle kadınların ay­rıcalıklı olmadığına dair herhangi bir önerme homurtularla susturulur. Hani bir sokak serserisi ken­disine 10 lira veren adama, “Sağol Beyim” diye­ceğine tükürürse duygular rencide olur ya, işte kadınlar ayrıcalıklı filan değil dediğinizde aynı tepkiyle karşılaşırsınız. Kendilerini besleyen eli nasıl ısırırlar? Sokak serserisine duyabileceğiniz en küçük acıma bile yok olur gider. Kadınlar müte­şekkir olmalı ve bunu göstermelidirler. Acınacak birileri varsa o da erkeklerdir, çünkü kadına ve çocuklara bakmak için çalışmak zorunda kalan onlardır. Ama izninizle bir benzetme yapayım. Çalıştırdığı köleleri beslemek ve giydirmek zorun­da olduğu için köle sahibine mi acıyoruz, yoksa özgürlüğünü ve ekonomik bağımsızlığını yitirdiği için köleye mi acıyoruz? Bu konu etrafında süren suskunluk, suçluluk duygusunun yarattığı bir sus­kunluktur.
Sayfa 156
Kadınların erkeklere bağımlılığı, en derinde yatan o dehşetli şey, or­tadan kaldırılmadıkça, aile yaşamı dürüst olamaz, hele soylu bir yaşam hiç olamaz.» George Bernard Shaw
Sayfa 152
Otuz yaşındayken sevgi dolu bir evkadını/anne olduğu için övülen kadın, kırkbeşinde herşeye bur­nunu sokan yaşlı kadın olmakla suçlanacaktır.
Sayfa 145
Rousseau’nun bir tasmaya ihtiyacı olduğunu neden kimse söylemedi!
Rousseau'dan sık sık yapılan bir alıntı var­dır ki hem psikolojik hem de ahlaki baskı tekniğini kapsar: «Kadınların bütün eğitimi erkeklere göre düzenlenmelidir. Erkekleri hoşnut etmek ve onlara yararlı olmak, onlar tarafından sevilip onurlan­dırılmak ; erkeği küçükken eğitip büyüyünce bak­mak, öğüt vermek ve teselli etmek; kadının gö­revleri işte bunlardır ve bu görevler kadınlara ço­cukluklarından itibaren öğretilmelidir.»
Sayfa 108
Reklam
“Bir erkeğin ruhsal ve duygusal olarak çöküşünü görmek korkunç bir şey. Ama kadınlar ara­sındaki ruhsal çöküntü oranı erkeklerinkinden da­ha fazla; kadınların maruz bırakıldığı bazı baskı­lar işsizlerin yaşadıklarına gerçekten çok benzi­yor: toplumdan yalıtılmışlık ve topluma yararsız olma duygusu (özellikle çocuklarınız artık büyü­müşse) , boşa harcanan yeteneklerin verdiği tat­minsizlik, sıkıntı, sınırlanmışlık duygusu ve ba­ğımsız, rahatça gezen insanlara duyulan kıskançlık hepsinden önemlisi bir başkasına olan tam ve bazen alçaltıcı bağımlılık, tıpkı işsiz maaşı alır gibi.”
Sayfa 95
Bir kız çocuğu okula başlayacak yaşa geldiğinde cinsiyetler arası iş, etkinlik ve iktidar bölü­şümü hakkında epey bilgi edinmiştir. Kadınların ve erkeklerin ne işe yaradıklarını gayet açık ve net biçimde bilir. Annesinin evde bütün gün ça­lıştığını görür; ama bir yandan da annesinin yap­tığı çalışmanın iş olmadığını bilir çünkü işe giden babasıdır. İş bütün gün evin dışında olmak ve pa­ra kazanmaktır.
Sayfa 40
Oysa özgürleşme, başkalarını sömürme özgürlüğü değil, sömürüsüz yaşama özgürlüğüdür.
Sayfa 321 - Kadın çevresi yayınlarıKitabı okudu
Kadınları eş ve anne, erkekleri ekmek parası kazanma makinası haline getiren, evliliktir.
Sayfa 270 - Kadın çevresi yayınlarıKitabı okudu
Tekeşlilik ilkesini sorgulamaya teşvik edileceğimize, bu ilkenin bize getirdiği sınırlamalardan, yalandan da olsa, kaçma yolları gösteriliyor bize. İnsanlar bu ilkeyi sorgulamadıkları sürece, evliliğin cinsel ihtiyaçlarına doyurucu bir cevap vermediğini ve evlilikteki aşkın tünelin sonundaki ışık olmadığını fark ettiklerinde, kendilerini yetersiz ya da suçlu hissetmeye devam edecekler.
Kadın çevresi yayınlarıKitabı okudu
259 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.