Kişinin, karısını konukseverliğinin işareti olarak konuğuna sunması da çağdaş Avrupa’da içgüdüsel bir tiksintiyle karşılanmaktadır.
Oysa bu çok yaygın bir konukseverlik gösterisidir.
Kadınların baskı altına alınmalarından ötürü, birçok uygar toplulukta karı ve koca arasında gerçek dostluk oluşturulamamış, aralarındaki ilişkiler birinin alçak gönüllülük göstermesi diğerininse görevini yerine getirmesi biçiminde süregelmiştir.
Plato’nun diyaloglarından kendisinin ve arkadaşlarının, erkeklere, ciddi sevginin tek gerçek nesnesi olarak baktıkları izlenimi çıkartılabilir. İlgilendikleri konuların tümünün saygıdeğer Atinalı kadınlara bütünüyle kapatıldığı göz önüne alınırsa buna pek şaşmamak gerekir. Tümüyle benzer durum, şiirinin en görkemli olduğu dönemde İran’da, yakın zamanlara kadar Çin’de ve dünyanın bir çok yerinde ve çocukların yasallığından (meşruluğundan) emin olma tutkusu yüzünde tahrip edilmiştir. Sadece sevgi değil, kadınlarını uygarlığa yapacakları tüm katkılar da aynı nedende güdük bırakılmıştır.