Evreni Yöneten Dört Yasa kitaplarını, Evreni Yöneten Dört Yasa sözleri ve alıntılarını, Evreni Yöneten Dört Yasa yazarlarını, Evreni Yöneten Dört Yasa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İş, bir kuvvete karşı yapılan harekettir. Yerçekimi kuvvetine karşı bir ağırlık kaldırdığımız zaman iş yaparız. Yaptığımız işin büyüklüğü nesnenin kütlesine, yerçekiminin nesne üzerindeki gücüne ve kaldırıldığı yüksekliğe bağlıdır.
Klasik termodinamik,termodinamiğin 19.yüzyılda herkesin atomların gerçekliğini kabul etmesinden önce ortaya çıkmış bir bölümüdür ve hacimsel özellikler arasındaki ilişkilerle ilgilenir.Atomlara inanmasanız bile klasik termodinamikle uğraşabilirsiniz.
Sıfırıncı yasa basıncın,sistemlerin bileşim ve ölçülerine bakılmaksızın bir araya getirdiklerinde ne zaman mekanik denge olacağını tahmin etmemizi mümkün kılan bir fiziksel olduğunu belirtir.
Elimde tuttuğum edebi bir çalışma olmadığına göre, evrenin işleyişini daha da iyi anlamak inadına düşmüş ben gibiler için yapabileceğim yönlendirici, okumaya teşvik edici tek yorum, "Okuduğunuzu anlayabileceğiniz detayları, kitaba eklemekten geri durmamış Atkins", olur.
Bundan öte yorumu, yazarın kendisine bırakıyorum:
SONUÇ (Sayfa
Yapılabilir, ancak termodinamik yöntemlerle değil. Radyo frekansı enerjisi vuruşlarını kullanan elektron veya nükleer spinlerin koleksiyonu denen, kutuplaştırmaya uygun çeşitli deneysel teknikler vardır. Açıkçası, negatif sıcaklıklardan faydalanan günlük kullanımı olan bir alet vardır: lazer. Lazerin esas ilkesi çok sayıda uyarılmış halde atom veya molekül üretmek, ardından da onları, enerjilerini toplu halde çıkarmak için uyarmaktır. Yüksek enerjili ve düşük enerjili elektron durumları olarak andığımız şey, lazer maddesindeki atom veya molekülün düşük ve yüksek enerji durumlarının benzeri olarak görülebilir. Bununla birlikte, lazer efektinin dayandığı tersine popülasyon da negatif bir mutlak sıcaklığa karşılık gelir. CD ve DVD oynatıcılarında olduğu gibi, evimizde kullandığımız lazer-donanımlı tüm aletler, sıfırın altındaki sıcaklıklarda çalışır.
Açıkçası, üçüncü yasanın olağan dünya için hayati sonuçları yoktur. Yine de laboratuvarlarda yaşayanlar için ciddi sonuçları vardır. İlk olarak, bilimin en el üstünde tutulmuş idealleştirilmelerinden birini, ideal gaz idealleştirmesini, saf dışı bırakır. Bir ideal gaz -güçlü rastgele hareket eden bağımsız moleküllerin kaotik sürüsü gibi görülebilen bir akışkan- termodinamikte pek çok tartışmayla, teorik formüllerin başlangıç noktası olarak alınır ama üçüncü yasa onun varlığını T=0 ' da ortadan kaldırır.
Dipnot : Üçüncü yasa termal genleşme katsayısının -sıcaklık değişimine madde hacminin nasıl cevap verdiğinin bir ölçüsü- T=0 olarak ortadan kaybolması gerektiğini anlatır; ancak, ideal bir gazın termodinamik özellikleri de T=0 olduğunda termal genleşme katsayısının sonsuz olduğuna işaret eder!
Madde çok düşük sıcaklıklara soğultulduğu zaman başına ilginç şeyler gelir. Örneğin, bazı maddelerin sıfır dirençle elektrik akımını iletme becerisi olan süper iletkenliğin ilk versiyonu, maddeyi sıvı helyum sıcaklığına (yaklaşık 4 K) soğutmak mümkün hale geldiği zaman keşfedilmiştir. Sıvı helyum, yaklaşık 1 K'e kadar soğutulduğu zaman, yapışmadan akma ve kendisini içeren aletin üzerinden kayma becerisi olan sıradışı süper akışkanlık özelliği gösterir. Zorluk, kısmen orada olduğu için, maddeyi mutlak sıfıra soğutmaktadır. Bir başka zorluk da, ki kendisine geri döneceğiz, madde yi mutlak sıfırın altındaki sıcaklıklara soğutmanın -sıcaklık bariyerini bir bakıma kırmanın- mümkün ve hatta anlamlı olup olmadığını araştırmaktır.
(..)
"bir nesneyi mutlak sıfıra soğutmayı hiçbir sonlu çevrimsel süreç dizisi başaramaz."
(..)
Bunun çevrimsel bir sürece işaret ettiğine dikkat edin: bir nesneyi mutlak sıfıra soğutabilen başka tür süreçler de olabilir ama kullanılan alet başlangıçtaki haliyle aynı halde bulunmayacaktır.
Bu bölüme hepimizin buhar makinesi olduğunu belirterek başladık. (..) Her nerede düzensizlikten bir yapı düşünülürse, o, başka bir yerde daha büyük bir düzensizliğin üretilmesiyle yönetilmek zorundadır ki evrenin düzensizliğinde net bir artış olabilsin: düzensizlik, çizdiğimiz çok yönlü şekilde anlaşılır. Görmüş olduğumuz üzere, bu gerçek bir ısı motoru için açıkça doğrudur. Ne var ki, bu aslında evrensel olarak doğrudur.
(..)
Yakıt yiyecek olabilir. Entropide bir artışa denk gelen dağılım yiyeceğin metabolizması ve o metabolizmanın açığa çıkardığı enerji ve madde dağılımıdır. Bu dağılımdan faydalanan yapı piston ve viteslerin mekanik zinciri olmak yerine, vücut içindeki biyokimyasal yollardır. Bu yolların ortaya çıkmasına neden olan yapı tek tek amino asitlerden oluşan proteinler olabilir. Bu nedenle, yedikçe büyürüz. Yapılar farklı tür de olabilir: sanat eserleri olabilirler. Yeme ve sindirimle açığa çıkan enerjinin birleşmesiyle var edilebilen başka bir yapı da rastlantısal elektriksel ve sinirsel aktiviteden oluşan, beyindeki düzenli elektrik etkinliğinin meydana gelmesi olabilir. Dolayısıyla, yedikçe yaratırız: sanat eserleri, edebiyat eserleri ve kavrayış yeteneği yaratırız.