Ey Nefsim
Ömür GöleEy Nefsim Sözleri ve Alıntıları
Ey Nefsim sözleri ve alıntılarını, Ey Nefsim kitap alıntılarını, Ey Nefsim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyevi işlerin aksamasın diye manevi sorumluluklarını ihmal etmen gösteriyor ki, kariyerini yönlendirenin başka insanlar, maneviyatı yönlendirenin ise Allah olduğunu düşünüyorsun. Hayır, kariyerini de belirleyen, maneviyatı da yönlendiren Allah'tır. Maddiyat da maneviyat da O'na bağlıdır. Camide bütün işler nasıl onun izniyle oluyorsa, işyerindeki bütün işlerde, evdeki bütün hallerde, bedenindeki bütün değişikliklerde yine O'nun müsaadesiyle oluyor. Camide, cennet ve cehennemde Allah'ın ama işyerine gelince patronun hükmü geçerli, diye düşünme. Teknolojiyi insanlar, elmayı Allah yarattı, maaşını devlet, kutsal kitapları Allah gönderdi, diye ayrım yapma.
Ey midesine düşkün nefsim! Her gün yediğin yemek, içtiğin su, teneffüs ettiğin hava sana bıkkınlık veriyor mu? Onlara her gün yeniden ihtiyaç duyduğun için, bıkmak bir yana onlardan lezzet alıyorsun. Öyleyse beden evinde yaşayan kalbinin gıdası, ruhunun hayat kaynağı, latifelerinin temiz havası olan namaz ve ibadetler de seni usandırmamalı.
Sendeki güzelliklerin hepsi sana Allah'tan hibe. Senden kaynaklanan kötülük ve çirkinliklerse bizzat sana ait
Sayfa 15 - 1. Bölüm BenlikKitabı okudu
Padişah-ı cihan olmak bir kuru kavga imiş.
Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş!
Yavuz Sultan Selim Han
Sana göre gelecekteki hazların bir kıymeti yok. Sence haz peşin, yakında ve ulaşılabilir olmalı. Cennetse ileride, uzakta ve ulaşması şimdilik zor. Bu yüzden seni cezbetmiyor. Cehennem seni korkmutuyor, oraya şimdilik girmediğin için.
Sayfa 120Kitabı okudu
Bir düşünür, ben size parmaklarımla güneşi gösteriyorum, siz parmaklarıma bakıyorsunuz, demiştir. Dünyadaki lezzetler ve nimetler sana cennetteki asıllarını işaret ediyor, sense işaretlere ve nimetlerin listesine takılıp kalıyorsun. Asılları gelecek olmasına rağmen listenin elinden gitmesine beyhude üzülüyorsun. Dünya nimetleri, ahiretteki asıllarını işaret eden tabelalardır.
9-) Gafil olan insan, kendi vazifesini terk eder, Allah’ın vazifesiyle meşgul olur.
insanın Allah’a karşı ubudiyet, vazifesidir. Terk-i kebâir, takvâsıdır. Nefis ve şeytanla uğraşması, cihadıdır.
Amma gerek nefsine, gerek evlât ve taallûkatına hayat malzemesini tedarik etmek Allah’ın vazifesidir.
Allah’ı itham etmekle işini terk edip Allah’ın işine karışma ki, nankör âsiler defterine kaydolmayasın.
Mesnevi Nuriye
Sayfa 35
7-) Kendini unutmuş, kendinden haberi yok; mevti düşünse, başkasına verir; fenâ ve zevâli görse, kendine almaz.
Ve külfet ve hizmet makâmında nefsini unutmak, fakat ahz-ı ücret ve istifâde-i huzûzât makâmında nefsini düşünmek, şiddetle iltizam etmek, nefs-i emmârenin muktezâsıdır.
-- Mektubat
Sayfa 32
"Vakit geçmiyor diye şikayet ederiz.
Neyin geçmesini istiyoruz?
-Hayatın.
Ve hepimiz ölümden korkarız."
-Cemil Meriç
Sayfa 98Kitabı okudu
Herkesin hususi bir kainatı vardır.
O hususi kainattaki en büyük odak kişinin kendisidir.
( Ehadiyet tecellisi - Rububiyet Tecellisi )
Sayfa 31
6- Ey kemâl-i gurur
tam bir gurur, kendini beğenmişlikle aldanma ile dalâlet kürsüsünde oturan! Hayatına mağrur olma.
Zira o hayat, bir mugalâta ile kaimdir. Şöyle ki:
O kürsüde oturan dâll, zeval ve fenânın dehşetini düşünüp korktuğu zaman, saadet-i ebediye ihtimaline kaçar, tekâlif-i diniyenin terkinde de âhiretin olmayacağı ihtimaline kaçar.
Bu mağlâta ile her iki elemden kurtuluyor.
- Mesnevi Nuriye
Sayfa 29
5- "Ey müteşekkî! Sen nesin? Neye binaen itiraz ediyorsun? Cüz’î hevesini külliyat-ı kâinata mühendis mi yapıyorsun? Kokmuş olan zevkini nimetlerin derecelerine mikyas ve mizan mı yapıyorsun? Ne biliyorsun ki, nıkmet olarak gördüğün şey belki ayn-ı nîmettir?
Evet, bir şahsın tehevvüsü için büyük bir dairei muhita hareket-i mühimmesinden durmaz
-Emirdağ Lahikası
Sayfa 27
Bir nimetin varlığı, o nimet için gerekli olan bütün koşulların oluşmasıyla meydana gelir. Ama o nimetin yokluğu için, o koşullardan yalnızca birinin olmaması yeterlidir.
Sayfa 226Kitabı okudu
Yaptığın her ibadeti, ardında başka bir ibadet yokmuş gibi, son ibadetinmiş gibi düşün. Gücünü ve dikkatini yalnızca içerisinde bulunduğun vakte ait ibadete ver.
Nefsini ve insanları memnun etmeyi hedeflersen, Allah ı memnun edecek takatin kalmaz. Çünkü birilerini memnun edebilmen için sana verilmiş olan güç sınırlı; memnun edilmeyi bekleyenlerin sayısı ise sınırsızdır. Sınırlıyı, sınırsıza bölersen elinde kocaman bir sıfır kalır.