Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fabian Die Geschichte eines Moralisten

Erich Kästner

Fabian Die Geschichte eines Moralisten Sözleri ve Alıntıları

Fabian Die Geschichte eines Moralisten sözleri ve alıntılarını, Fabian Die Geschichte eines Moralisten kitap alıntılarını, Fabian Die Geschichte eines Moralisten en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yanlış insanlar ölüyor ve yanlış insanlar yaşıyordu.
Sayfa 164Kitabı okudu
Iyi günler Bay Fabian. Ciddi mevzular, (konuşuyorsunuz) he? Ölümden sonra yaşam var mı (mesela)? Laf aramızda, yaşam yok. Herşey ölmeden önce halledilmeli. Başımızı kaşıyacak zamanımız yok. Gece gündüz (öyle).
Reklam
Pislikten ancak pislenerek çıkılır. Ve biz yükseklere kadar çıkmak istiyoruz.
Sayfa 125Kitabı okudu
Yan sokakların birinde harçlıklarını artırmak isteyen liseli kızların gittigi bir pansiyon var. Yarım sene önce pek iyi gizlenemeyen bir skandal oldu; yaşlı bir adam eğlenmek için girdiği odada gerçi beklediği gibi soyunmuş bir onaltı yaşındaki kız buldu ama, malesef kendi kızıydı, bunu beklemiyordu ... Bu şehir taştan olduğu gibi, hala eskisi gibi. Sakinlerine bakarak tam bir tımarhane. Doğuda suç ikamet ediyor, merkezde sahtekarlık, kuzeyde sefalet, batıda fuhuş, ve tüm istikametlerde yıkım.
Aptal olmayın...
"Hayatı seviyorum" diye itirafta bulundu yaşlı adam ve neredeyse utandı. "Hayatı fakir olduktan sonra daha bir sever oldum. Bazen mutluluktan güneş ışınlarını ya da parkta esen rüzgarı ısırmak isterim. Bunu sebebini biliyor musunuz? Ben sıkça ölümü düşünürüm, bunu kim yapıyor bugün? Kimse ölümü düşünmüyor. Herkes kendini onun tarafından şaşırtıyor, tıpkı bir tren çarpışması gibi veya başka öngörülmeyen bir felaket gibi. Bu kadar aptal oldu insanlar. Ben onu her gün düşünüyorum, çünkü her gün el sallayabilir. Ve onu düşündüğüm için seviyorum hayatı. Hayat harika bir buluş, ve ben buluşlar konusunda uzmanım.
İnsan kendi hayatına sahip olmadan, çocukları için sorumluluk sahibi oluyor.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
Bir Rüya...
Fabian kalktı ve devam yürüdü. Duvarları olmayan bir salona geldi. Sayısız basamakları olan ve salonun bir köşesinden bir köşesine giden bir merdiven vardı. Her basamakta insanlar vardı. İlgiyle yukarıya bakıyor ve birbirlerinin ceplerine sokuyorlardı ellerini. Herkes herkesten çalıyordu. Herkes gizlice önündekinin ceplerini karıştırıyor, ve bunu yaparken, arkasında olan kişi tarafından soyuluyordu. Salon çok sessizdi. Ama buna rağmen herşey hareket halindeydi. Çalışkanca çalıyor ve çaldırıyorlardı. En alt basamakta küçük, on yaşında bir kız duruyor ve önündeki adamın paltosundan bir kültablası çıkarıyordu. En üst basamakta Labude vardı birden. Ellerini kaldırdı, merdivenden aşağı baktı ve dedi ki: "Dostlarım! Vatandaşlar! Dürüstlük kazanmalı!" "Ama elbette!" diye bağırdı diğerleri koro halinde ve birbirlerinin cebini karıştırmaya devam etti. "Benimle olan elini kaldırsın!" diye bağırdı Labude. Diğerleri elini kaldırdı. Herkes bir elini kaldırdı, diğeriyle çalmaya devam etti. Yalnızca en alt basamaktaki kız iki elini kaldırmıştı. "Teşekkür ederim size", dedi Labude, ve sesi duygulanmış gibiydi. "İnsan onurunun asrı başlıyor. Bu saati unutmayın!"
Sayfa 117Kitabı okudu
... Mantık sadece belirli sayıda insana öğretilebilirdi, ama onlar da zaten mantıklıydı.
Sayfa 121Kitabı okudu
Gazete müdürü haber uyduruyor...
"Ama Kalkutta'da huzursuzluklar olmadı ki" diye itiraz etti İrgarten. Sonra başını eğdi ve hayretler içinde "Ondört ölü" dedi. "Huzursuzluklar vuku bulmadı mı?" diye sordu Münzer öfkeli şekilde. "Bana bunu önce bir ispat eder misiniz? Kalkutta'da sürekli huzursuzluk vuku bulur. Denizin ortasında yine (devasa) deniz yılanı peyda oldu diye mi haber yazalım? Şunu iyi belleyin: doğru olmadığı ispat edilemez veya haftalar sonra ispat edilebilir haberler doğru haberlerdir. Ve şimdi hemen kaybol...
Malmy durumu izah etmeye keyifle devam etti. "Teknik üretimi katlayarak artırır. Teknik işçi ordusunu azaltır. Kalabalıkların alım gücü dört nala koşan verem gibidir. Amerika'da tahıl ve kahve yakıyorlar, aksi takdirde çok ucuz olacaklar diye. Fransa'da şarap üreticileri hasatın iyi olduğundan şikayetçi. Şunu bir düşünün! İnsanlar toprak verimli diye umutsuzlar! Çok fazla tahıl, ve başkalarının yiyecek bir şeyi yok. Böylesi bir dünyaya şimşek isabet etmiyorsa (Tanrının cezası olarak) eski hava durumları (tanrısal cezalar) gömdürsün kendini (öldü sayılsın).
119 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.