Eleştiren, eleştiri hakkını kullanmadan önce bazı talepleri yerine getirmelidir;
1. Eleştirdiği iş alanına hâkim olmalıdır
2. Bu alanı eleştirdiği kişi kadar, hatta daha iyi bilmelidir
3. İşin başarılması için ilgi duymalıdır, başarısızlığı için değil. Yalnız bozmak isterse, eleştirisinin itici güçleri nesnel bir ilgi göstermez, o zaman nevrotik bir kavgacıdır, eleştiren değil.
4. Eleştiriyi, eleştirilen iş alanı açısından yapmalıdır. İş alanıyla ilgisi olmayan yabancı açılardan eleştiremez
Gerçek bir toplumsal yeni düzen, diktatör-otoriter toplumsal kurumları ortadan kaldırmakla yetinmez. Yeni kurumlar oluşturmakla da yetinmez, zira aynı zamanda insan kitlelerinde karakterleşerek kökleşmiş otoriter mutlakiyetçilik, eğitimle ve toplumsal hijyenle yok edilmezse, bu yeni kurumlar da mutlaka yine diktatör-otoriter soysuzlaşacaktır.
Burada devrimci melekler ve orada gerici şeytanlar yoktur. Burada açgözlü kapitalistler ve orada eliaçık işçiler yoktur.
Sosyoloji ve kitle psikolojisi uygulamada bilim olarak var olacaksa, o zaman politik açıdan yalnız siyah beyaz göstermekten aşırı kaçınmalıdır.
Otoriter eğitilmiş insanın çelişkili özüne girmeli ve çalışan insan kitlelerinin yapısında siyasi gericiliği, onların davranışında bulup çıkarmaya, tanımlamaya ve yok etmeye yardım etmelidir.
Biz onu merkezi gerici çekirdek olarak ifade etmeliyiz, gerici ve tutucu insanın en önemli üretim yeri olarak. Kendisi belirli toplumsal süreçler sonucu oluşmuş ve dönüşerek onu koşullayan otoriter sistemi konserveleyen en önemli kurum olur.