"Bir rüya gördüm." dedi annem. "Dinle Narhan kızı Aza, anlatayım sana. Söyle, ne söylüyor bu rüyalar bana." Ne gördün anne? "Sağ omzu yanan sol omzu donan kız gördüm. Sağ omzunda kızıl bir leke vardı. Korkuyla dağlara koşuyordu." Sevdalanmış bir kızdır o dedim. "Ağzından alev ve yılan saçan yaşlı bir adam gördüm. Gözlerinin içi gülüyordu." Yeminlerinden dönen bir insandır o dedim. "Göğsünde ağır değirmen taşı tutan bir kadın gördüm. Hızlı hızlı dağa yürüyordu." Hırsız bir kadındır o dedim. "İnek sağdığı halde peynir yapamayan bir kadın gördüm. Kova kova sütlerine bakıyordu." Cimri bir kadındır o dedim. "Ter içinde kum taşıyan bir adam gördüm. Ellerinden, kollarından, sırtından, boynundan. Hiç yorulmuyordu." Yoksulların toprağını zorla ele geçiren bir adamdır o dedim.
Gülşen Funda'nın ilk öykü kitabı. İki bölümden oluşuyor. "GÖK" bölümünde Felgu - İs - Kabuk- Kıran - Gök, Taş ve Yüzü - İki öyküleri var. "KÖK" bölümünde ise Su - Taş - Sınır - Ev - Şehir Karıştıran - Defter öyküleri var.
Öyküler değişik yapılara sahip. Çoğunda masalsı bir anlatım var. Gök bölümünün öykülerinde masalsı ögeler daha fazla ve karakter isimleri sık duymadığımız isimlerden oluşuyor. Kök bölümünde çevremizdeki isimlere rastlıyoruz.
Bilinmeyen, farklı diyarlarda geçiyormuş gibi okuduğumuz öykülerin aslında bizden karakterler olduğunu farkettiğimiz mistik bir bölüm ile başlıyor kitabımız.
İlk bölümün ism Gök .Bu bölümde masalsı ve şiirsel bir anlatım söz konusu.Kitabın bu kısmını sevemedim çünkü bende anlam karmaşası yarattı.İkinci bölüm ise Kök.Bu bölüm daha somut,daha içimizden ,daha gerçekçi.Gencecik bir yazar olmasına rağmen edebi dili mükemmeldi.Ben kitabın ilk bölümünden dolayı tam puan veremesem de şiirsel ve değişik bir tarz severler için tavsiye ederim