Felsefi düşünce, 2500 senelik geçmişe sahiptir. Günümüze kadar, birçok ünlü filozoflar yetişmiş ve her biri değişik görüşlerle ortaya çıkmıştır. Şu halde felsefe, bir takım nazariyeler ve açıklamalar yığınıdır. Bunları ortaya atanlara, filozof denilir. Ama tatbik edenlere ve yaşayanlara, hâkim ismi verilir. Demek ki felsefe, bir nazariye (theorie) dir; hikmet ise, onu tatbik etmek ve yaşamaktır; yani, action'dur. Bir de felsefeci vardır ki o, sadece felsefe öğrenmekle yetinen kimsedir. Eskiden bunlara mütefelsif deniliyordu. Bu, tıpkı sidi ile mutasavvıf arasındaki fark gibidir. Felsefe akımları ve filozoflar, mensup oldukları toplumun inançlarıyla renklenmiştir: Bu sebeple ilkçağ filozofları, putperesttir. Avrupalı düşünürler, Hıristiyan'dır. Fakat Türklerin ve diğer İslam uluslarının yetiştirdiği düşünürler ise, Müslüman'dır. Böylece bir Türk-İslam Felsefesi ortaya çıkıyor· ki, özellikle Avrupalı oryantalistler, 150 seneden beri bu sahayla meşgul olmuştur... Bütün bunlar gösteriyor ki, iki soruyla ilgilenmemiz gerek: Önce, felsefe nedir? sorusunu cevaplandırmak, sonra da Türk-İslam Felsefesi'ni, bir tarih tablosu içinde gözönüne sermek lazımdır. Birinci sorunun çözümlenmesi için, değişik bir yol izliyoruz. Çünkü elinizdeki kitap, her şeyden önce, felsefenin kolaylaştırılması için yazılmıştır. Açıklayıcı ve öğretici yönleri, onun belirgin vasıflarını teşkil ediyor. İkinci soruya gelince: Burada, ana çizgiler halinde Türk-İslam Felsefesi'ni ve onun ünlü düşünürleri ile kaynaklarını, kısaca tanıtmak amacını gütmekteyiz. (İslam düşünürleri üzerinde tafsilat, daha sonra yayınlanacak bir eserimizde bulunacaktır.) Edebiyat Fakültesi'nin Felsefe Bölümünde, Türk-İslam Felsefesi, bir sertifika olarak, bu satırların ya-zarı tarafından okutulmaktadır. Bu konuda, yıllardan beri verdiğimiz derslerin notlarını, kitap halinde yayınlamak fırsatı, ancak bu sene ortaya çıktı.
