Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nihat Keklik

Nihat KeklikFilozofların Özellikleri yazarı
Yazar
2.8/10
12 Kişi
33
Okunma
5
Beğeni
1.869
Görüntülenme

Hakkında

Prof. Dr. Nihat Keklik 1926 yılında Ayvalık'ta doğdu. Ayvalık Cumhuriyet İlkokulu'ndan sonra 1940 yılında girdiği Galatasaray Lisesi'nden 1948 yılında mezun oldu.1953 yılında İstanbul Üniversitesi Arap ve Fars Filolojisi Bölümü'nü bitirdi. 1953'te Felsefe Tarihi Kürsüsü'nde asistan oldu. 1954'te İslam Felsefesi Tarihi'nde asli asistan olarak göreve başladı. 1956 yılında doktorasını verdi. 1962'de "İslam Dünyasında Tasavvuf ve Felsefe Arasındaki Çekişmeler' isimli tezi ile doçent oldu. 1969 yılında profesör oldu. 1971'de Türk-İslam Düşüncesi Tarihi Kürsüsü'nü kurdu. 1991 yılında emekli oldu. Nihat Keklik'in kongrelerde verdiği tebliğlerin yanı sıra, bilimsel dergilerde yayımlanan makalelerinden başka basılı on iki kitabı vardır. Ömrünü Türk ve İslam düşüncesi araştırmasına vakf etmiş olan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi, Türk - İslam Düşüncesi Kürsüsü Kurucu Başkanı ve hocaların hocası Prof. Dr. Nihat Keklik yaşlılığa bağlı çoklu organ yetmezliğinden 1 Mart 2017 'de 91 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti. Keklik'in naaşı, 2 Mart Perşembe günü Erenköy Galip Paşa Camii'nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Karaca Ahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Bibliyografya Abu Naşr Al-Farabi|nin kategoriler kitabı (1960), Manevi Kalkınma veya Ortanın Sağı 1967), Sadreddin Konevi|nin Felsefesinde Allah-kainat ve İnsan (1967), Mantık Tarihi ve Farabi Mantığı (1970), Felsefe: Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar (1978), Filozofların Özellikleri (1981), Felsefeye Giriş (1982), Felsefenin Tekniği (1984), Türkler ve Felsefe Tarihi (1986), Felsefede Metafor (1990), Türk-İslam Felsefesi Açısından Felsefenin İlkeleri (1996), Türklerde Ahlak ve Dünya Görüşü (2001)
Tam adı:
Prof. Dr. Nihat Keklik
Unvan:
Türk Felsefeci, Yazar
Doğum:
Balıkesir, 1926
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 1 Mart 2017

Okurlar

5 okur beğendi.
33 okur okudu.
1 okur okuyor.
29 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Descartes'ın güzel bir felsefe tanımı
Şimdi aktaracağım tarifinde ise Descartes, bir insanın gözü kapalı yaşayarak başkalarının ardından gitmesini, felsefesiz hayat olarak nitelemekte ve felsefenin başlıca gayesinin insan ila hayvan arasındaki farkı göstermek olduğunu söylemektedir: "... İnsanın kendini sevk ve idare etmek için kendi gözlerinden istifade etmesi, şüphesiz ki gözü kapalı olarak başkalarının ardından yürümesinden daha hayırlıdır... Felsefesiz yaşamak, gözü kapalı yaşamaktır. Yalnız hayvanlardır ki, durmaksızın vücutlarını besleyecek yiyeceği aramakla uğraşırlar. Çünkü bütün işleri, vücutlarını korumaktır. İnsanların temelli düşüncesi, ruhun gerçek gıdası olan bilgeliği aramak olmalıdır..."
Sayfa 25 - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi - 1987
Filozoflar'dan her biri iyice bilir ki kendi sistemi, başkaları­nınkinden daha iyi temellendirilmiş değildir, fakat kendisine ait olduğu, için onu desteklemektedir. Aralarında hiçbiri yoktur ki doğruyu ve yanlışı tanıdıktan sonra, başka ·biri tarafından keşf edilen doğru (verite) ya karşı bulduğu yalan'ı tercih etmesin. (Zaten) kendi şanı uğruna, bile bile insan türünü aldatmayacak filozof nerede ? ... Esas olan, diğerlerinden başka türlü düşünmek'tir : (Bunlar) , müminlerin yanında ateist ve ateistlerin yanında da mümin oluverirler . . .. Faydasız şüphelerimden kendimi 'kurtarmaktan uzak olarak gene anladım ki filozoflar, beni rahatsız eden şeyleri iki misline çıkarmaktan başka bir şey yapmayacaklar ve bunlardan hiç birini çözemeyeceklerdir. Bu sebeple başka bir rehber edindim ve kendi kendime dedim ki : - lç-nuru'na"'u danışalım ; o beni filozoflar'ın yoldan çıkarmalarından daha az yoldan çıkaracak veya hiç olmazsa yanılgım bana ait olacaktır ve ben kendi kuruntu (illusion) 'larıma uyarak o (filozof )ların yalanlarına olduğundan daha az kendimi ifsat etmiş olacağım . ... » *** Rousseau, Emile (metin), 2/11-12 : ( Buradaki son paragrafı, önemi dolayısıyla, bir defa daha zikretmlşUk. bkz. br. s. 180.
Reklam
Felsefenin tanımlanması üzerine
Dıştan bakıldığı zaman, bütün bu mülahazalar haklı gibi görünür fakat böyle bir iddia yine de tam olarak haklı değildir. Çünkü şimdiye kadar gelip geçen bütün filozoflar, adeta bir kristal avizeye benzetilebilir demiştik. Bu avizedeki billurlardan her biri, filozofların bir tanesini temsil etmektedir. Ortada yanan hakikat ışığını kendi rengine ve açısında göre çevreye yansıtacaktır. Açıların ve renklerin birbirinden farklı olmasından dolayıdır ki, filozoflar arasında da fark ve ihtilaf bulunduğu zannediliyor.
Sayfa 34 - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi - 1987
Çağımızda içine düşülen en büyük hata belki de budur
... filozoflar, adeta büyük bir senfoni (ahenk) teşkil ederler. Nitekim her filozof, orkestranın enstrümanlarından biri gibidir. Günümüzdeki felsefeciler, şayet bu enstrümanlardan sadece bir tanesini dinleyecek olursa, hepsinden hasıl olacak umumi ahengin zevkine hiçbir zaman varamayacaklar. Bu sebepledir ki tek bir filozofun düşüncelerini (diğer filozofların düşüncelerini öğrenmeksizin) tercih eden bir felsefeci, ancak dogmatik bir düzeyde kalmaya mahkumdur. O halde gerçek felsefeci, böyle bir dogmatizmden kurtulmak için, bütün felsefi görüşleri, mukayeseli olarak dikkate almak zorundadır.
Sayfa 37 - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi - 1987
O halde, istisnâsız olarak herkese değil sâdece entellektüel bir zümreye doğru felsefeyi yaygınlaştırmak düşüncesinde olan filozoflar, bu bakımdan haksız değil idiler. Çünki en basit halk tabakalarına kadar indirilmeğe çalışılacak olan bir felsefenin, basit insanlara yarar değil zarar verebileceğini de düşünmek icap eder.
Nihat Keklik
Nihat Keklik
Mâhiyet kelimesi, Aristo'daki to ti en einai karşılığıdır. Nitekim Aristo'ya, göre iki türlü cevher vardır: Birinci cevherler (Prote Usiai), gerçek cevherlerdir yâni ferdî eşyâ (: tek nesnelerdir; İkinci cevherler (Devtera usiai) ise, evvelkilerden edindiğimiz kavramlar'dan ibârettir. Demek ki bir şeyin mâhiyeti, o şeyin tasavvuru''dur. Aristo'ya göre ruh İle rûhun mâhiyeti ayni şeydir.
Nihat Keklik
Nihat Keklik
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
238 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Eser büyük mutasavvıf, 'Şeyh'ül Ekber' İbni Arabi'nın hayatını ve çevresini anlatmaktadır. Eserin ilk kısmı İbni Arabi'nin tasavvufi görüşlerine ışık tutmaktadır. Kısa bir bölüm olmakla birlikte, böyle büyük bir mutasavvıfın görüşlerini açıklamak bakımından tabiki yetersizdir. Kitabın ikinci bölümü, eserin asıl can alıcı kısmıdır. Birçok İbn Arabi ile ilintili eserlerde olmayan detaylara yer verilmiştir. Bu bakımdan kıymetlidir. Okunmasını Tavsiye ederim.
Muhyiddin İbni Arabi Hayatı ve Çevresi
Muhyiddin İbni Arabi Hayatı ve ÇevresiNihat Keklik · Sufi Kitap Yayınları · 20083 okunma