İnsanlar içgüdüsel olarak bencil ve acımasızdırlar, bu yüzden onları ahlaki varlıklar haline getirmek için yapılacak her girişim zaman kaybıdır.
Thomas Hobbes
İşçiler gerçek servet üreticileridir, fakat ürettikleri şeye "yabancılaştırılırlar"; gerçekte kendilerine ait olduğunu görmezler. "Pek çok kişinin emeği, ayrıcalıklı azınlığın sermayesine dönüşüyor."
Eğer tanrı, insanları değil de programlanmış "iyi" otomatlar yaratsaydı kötülük sorunu ortaya çıkmazdı. Fakat O, gönüllülük edip bizleri özgür, özerk bireyler olarak yarattı.
Uygarlık öncesi "doğal" insanların yaşamaları memnuniyet ve iyimserlik doluydu. Ne zaman ki uygarlık ve özel mülkiyet gibi büyük insan icatları çıkageldi, her şeye giderek kötülești.
Tıpkı Husserl'in bilincin kimliği düşüncesi gibi Descartes'ın "var olduğumu düşünmem" üzerinden "varım" kavramı da bu dünyada fani bir sınırlılık içerisinde var olduğumu gözden kaçırır. Dünya içinde "orada olmak" (dasein) hiç de "bilinçli olmak" ile aynı şey değildir. Beşeri varoluş, yanlış ve sahte olanlar da dahil olmak üzere yaptığımız seçimlerle belirlenen, bizim dünyada var olma becerimizdir.
Platon sokratesin öğrencilerinden biriydi ancak hocasının aksine içgüdüsel olarak otorite yanlısiydi. Atinalı bir aristokrat olan Platon, Sokratesi ölüme mahkûm eden demokratlardan nefret ediyordu
Eğitimcilere artık çocukları bilgi ile doldurulması gereken edilgen, boş reçel kavanozları gibi görmemelerini öneriyorum. Onları sürekli meydan okumaya ihtiyaç duyan, bağımsız fikirli problem çözücüler olarak görmeliler.
İnsanların çoğu, hayatlarının anlamına dair soruları genellikle göz ardı edip adı sanı belirsiz bir sıradanlığa kaçmayı tercih ederler.
[…]
Bütün insanlar hiçbir zaman ispat edilemeyen öznel hakikatlere adanmış, belirsizlik ve saçmalık üzerine kurulu hayatlar sürmeye mahkûmdurlar.
Eğitimcilere artık çocukları bilgi ile doldurulması gereken edilgen, boş reçel kavanozları gibi görmemelerini öneriyorum. Onları sürekli meydan okunmaya ihtiyaç duyan bağımsız fikirli problem çözücüler olarak görmeliler.