Feminist Dergi 2. Sayı
Feminist DergiEn Eski Feminist Dergi 2. Sayı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Feminist Dergi 2. Sayı sözleri ve alıntılarını, en eski Feminist Dergi 2. Sayı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bizler nasıl öğrendiysek kendi paramızı kendimizin kazanabileceğini, sizler de öğrenmelisiniz kirli çamaşırlarınızı yıkayabilmeyi, yemeğinizi pişirebilmeyi ve çocuk istediğiniz zaman onu kendiniz yetiştirebilmeyi."
Sayfa 5
...yani sokakta hiç tanımadığınız adamın biri size iki tokat atsa herkes karşı çıkar da, kendisinden iki çocuk doğurduğunuz, zamanında sizinle evlenmek için deli divane olmuş ve belki de hâlâ âşık olan kocanız ağzınızı burnunuzu kırsa, konu komşu, "ev hali" der geçer...
Sayfa 9
...kadınların erkeklerden dayak yemesinin tamamen ortadan kalkması ise, bizim kendimizin yaratacağı bir gelecekte ailenin ve
kadınların ezilmesine aracılık eden bütün kurumların ortadan kalkmasıyla mümkün
olacaktır.
Sayfa 10
Başımızı devekuşu gibi kuma gömmekse sorunların ağırlaşarak sürmesinden başka işe yaramaz.
Sayfa 12
Feministler seslerini duyurmaya başlayalı
yeni bir tür belirdi Türkiye'de: Ne kadın, ne
erkek: İnsan.
Sayfa 17
Evlilik... Bir kurtuluş gördüğümüz. Öyle
dediler küçük bir kızken bana. Kendi evin,
çocukların, erkeğin olur. Halbuki ben ta o
zamanlardan özgürlüğümü düşlüyordum.
Sayfa 21
Biz fazlasıyla çalışıp, kendimizi ispatlamak, "kadın olduğumuz halde iyi iş yapabildiğimizi" göstermek zorunda kalırız.
Sayfa 26
Kadınların kendi özgürlüklerini ancak kendi mücadeleleri sonucu elde edebileceklerine
inanmaya başladığım günlerden beri, kadınların
karşısında ona engel olmak isteyen erkeklerin
yanısıra, kadınların da olduğunu gördüm.
Sayfa 27
Kadınlar ne zaman üzerlerinde kurulu egemenliğe karşı, kendi kurtuluşları için bir şeyler söylemeye başlamışlar hep birilerini kızdırmışlar.
Sayfa 4
"...Unutmadan söyleyeyim annem makinedir, yoksa dayanabilir mi bu kadar ağır tempoya..
Babam bizimle tartışmaz çünkü dava aleyhine döndüğü an frekansı yükselir. Biz susarız o kazanır. (En büyük o) Çünkü onun gözünde susmak kaybetmektir. Annemin gözünde kazanmak susmak, çünkü bilir ki susmazsa yalnız kalır. (Gerçi daha mutlu olacağını bilmez) Herşeyin bir bedeli vardır aslında... Bizler nasıl öğrendiysek kendi paramızı kendimizin kazanabileceğini, sizler de öğrenmelisiniz kirli çamaşırlarınızı yıkayabilmeyi, yemeğinizi pişirebilmeyi ve çocuk istediğiniz zaman onu kendiniz yetiştirebilmeyi."
Yani sokakta hiç tanımadığınız adamın biri size iki tokat atsa herkes karşı çıkar da, kendisinden iki çocuk doğurduğunuz, zamanında sizinle evlenmek için deli divane olmuş ve belki de hâlâ âşık olan kocanız ağzınızı burnunuzu kırsa, konu komşu, "ev hali" der geçer.
Bir toplumda çocuklara ve kadınlara karşı uygulanan şiddet, yani dayak ne kadar yaygın ve toplum bu konuda ne kadar duyarsızsa, o toplumda erkekler arası şiddetin ve giderek kamu yetkililerince uygulanan işkencenin o kadar yaygın olması beklenir. Eğer bu sosyolojik eğilim saptaması doğru ise, o zaman işkenceye karşı olmak, şiddetin bütün biçimlerine, bu arada özellikle fiziki yönden güçsüzlere, yani çocuklara ve kadınlara uygulanan dayağa, aynı kararlılıkla karşı çıkmayı gerektirir.
Ben bu düzenin insanları nasıl yabancılaştırdıgını, birbirine düşürdüğünü bilmiyor muydum? Bu bir düzen sorunuydu. Bağırdıkça çevremde kolkola girip koro halinde seslerinizi yükseltiyordunuz. Susmak ve kalmak giderek yok olmayı getirirdi.
Sayfa 12
Bir yola başlanmalıdır. Kendinden ve başkalarından utanılmadan yaşanılan bir yola başlanmalıdır. Barbarlığın yeri olmayan bir yola başlanmalıdır. Kadın var olmalıdır. Dünya varolmak içindir doyasıya!
Sayfa 13
Çok seviliyor, çok isteniyor, fazlasıyla korunuluyor gösterilip, gerçekte ise bir tutsaklığın içinde yaşamaya çalışmak.