Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam

Muhammed Said Ramazan el-Buti

Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam Sözleri ve Alıntıları

Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam sözleri ve alıntılarını, Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam kitap alıntılarını, Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sa’d bin Muaz radıyallahu anh: “Biz Sana iman ve Seni tasdik ettik. Bize getirdiğin şeyin de hak ve gerçek olduğuna şehadet ettik. Biz, bu hususta dinlemek ve itaat etmek üzere, Sana kesin söz verdik. Nasıl istersen öyle yap, biz Seninle beraberiz. Seni, Hak Din ve Kitab ile gönderene andolsun ki Sen bize şu denizi gösterip dalarsan, mutlaka biz de Seninle birlikte dalarız.” dedi
Reklam
İnsanların çoğu..
Aslında, taklid ve taassublu hayallerinde bir din icad etmişler, artık tutundukları şeyin bâtıl mı, hak mı olduğuna bakmıyorlar bile. Yani onların yaptıkları, onların şahsiyet ve millî geleneklerinin din biçimindeki görüntüsüdür.
Gerçekten Allah’ın bütün Enbiya ve Rasul’lerle gönderdiği bu dinin hakikatı, yalnızca, insanları diğer zalim insanların sultasından kurtarıp, Allah’ın hakimiyet ve saltanatına sokmaktan ibarettir. O öyle bir hakikattir ki, tanrılık iddiasında bulunanların tanrılığını, despotların hakimiyetini, liderlik sevdasına düşenlerin ezici kuvvetlerini kökünden kazır.
Esasen O, bir zamanlar siz Mekkeliler teklif ettiğiniz halde, mülkü de, malı da, makamı da ayak altına almış, sizin işkence ve hakaretlerinizi de hiçe saymıştı. Siz değil miydiniz, hem Ona sunduğunuz bunca dünyalığı reddedip, Risalet görevine tercih etmediği ve sizi imana çağırdığı için, Onu ülkesinden çıkarmaya mebur eden? İşte Nübüvvet böyledir! Bilinsin ki, Rasulullah aleyhisselam’ın daveti, bazılarının gevelemeye çalıştığı gibi; ne saltanat, ne akar, ne ırk kaygısıyladır. Bu, Rasulullah’ın baştan başa hayatını kaplayan bir sayhadır. İlahi ikazdır. Onun ömrünün her ânı, damla damla konuşur bir armonidir.
Reklam
Yine onlar kesinlikle inanıyorlar ki; ruhu fedâ etmek şu dünya zindanından kurtulup ahiret nimetlerine kavuşmaktan başka birşey değildir. Ahiret nimetleri bir gayeden dolayı veriliyor ki, o gaye bir Muslumanın yaşadığı hayatta tek umududur.
Üstelik, Peygamber aleyhisselam’ı kendi memleketinden hicrete zorlayan, etrafında bulunan insanları şuraya buraya dağılmaya ve muhacir olarak Habeşistan’a kadar gitmeye mecbur eden, bizzat bu arap toplumunun olduğu görülmektedir. Bu durum ise, müsteşriklerin, arapların düşünce ve temayüllerinin şekillenmesinden ibaret olduğunu iddia ettikleri İslam davetine karşı, yine aynı arapların gösterdiği bir hoşnutsuzluk olduğuna göre müsteşrikin yalanı ortada kalır...
İslam ise bütün Rasul ve Nebilerin diliyle tebliği tekrarlanan ve o güne ulaşan değişmez hakikatin dini olarak artık Allah’ın sultasından ve hakimiyetinden başka tüm sultaları yıkıp, insanlığı, aydınlığa çıkarmak için gelmişti. O halde, Allah’ın hüküm ve sultasının dışında kimsenin, efendilik ve hakimiyet hakkı olamaz, kimse kendinde bir otorite bulamazdı...
İnsan iradesinin, inancından sonra gelmesi ile inancının iradesinden sonra gelmesi arasındaki fark da, ne büyüktür! Yükselme ve alçalma, ilerleme ve gerileme yönünden onların arasındaki fark da ne büyüktür!
Reklam
Beşeri prensipler, çoğu kere koyucularının fikirlerindeki ayrılıktan dolayı isabet kaydedemediği halde; İslam prensipleri asla hata yapmazlar. Çünkü İslam’ın prensiplerini koyan aynı zamanda o kulların da, fikirlerin de yaratıcısıdır.
İslam hakikatlarından nice mes’ele vardır ki, İslam düşmanları, onları kendileri iptal etmek yerine; Muslumanları onları savunmak için münakaşa alanına çekerek sulandırmak isterler... Biz bu oyuna gelmeyiz!..
Kendisini evc-i bâlâda gören, arındırıp durultanlar, Osman radıyallahu anh’ın idaresi üstünde laf ederken kendi kamburlarını ve iç hastalıklarını örtmek isterler. Bir döner O’nu eleştirir, bir de bakarsınız, siyerinde menkıbelerini anlatarak O’nu överler gûyâ...
...Ve kureyş, Rasulullah aleyhisselam ile İslam için sözleşti. Anlaştılar ki: Ne arab’ın acem’e ne acem’in arab’a üstünlüğü yok; ancak takva ve dindeki ciddiyetle üstünlük edinilir. Yine tek üstünlüğün ve büyüklüğün İslam kılığıyla, övünme de sadece İslam’ın ilkelerine tam bağlılıkla olabilir. Bunun için, Allah dünyanın güdümünü onlara teslim edip, dünya güdücülerini onlara boyun eğdirdi! Şaşıyorum; kokuşmuş bu lâşe (cahiliye), ölüp gömüldükten sonra tekrar ondört asır sonunda nasıl hortlayıp çıkabiliyor!
737 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.