Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

felagtehamelagabeh

felagtehamelagabeh
@tiroir
𝟶𝟾.𝟸 𝟹 ♡
Sabitlenmiş gönderi
Ebu Umâme radıyallahu anh anlatıyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem “Alim olan bir kimsenin âbid olan birine üstünlüğü, sizin en aşağı derecede olanınıza Benim üstünlüğüm gibidir” buyurdu. Sonra sözlerini şöyle tamamladı: Şübhesiz Allah, melekleri ve gerek gökte, gerek yerde yaşayan varlıklar yuvasındaki karıncaya, balığa varıncaya kadar insanlara hayrı öğreten kimseler için dua ederler. Tirmizi, ilim 19.
Reklam
felagtehamelagabeh
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Acıyla Evli
Acıyla EvliRolan Aybey
6.6/10 · 55 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cündüb bin Abdullah radıyallahu anh’dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Kim yaptığı bir iyiliği (gösteriş amacıyla) başkalarına duyurursa, Allah da (Mahşer Günü) onun gizli işlerini duyurur. Kim işlediği hayrı (insanların takdirini kazanmak için) başkalarına gösterirse, Allah da (Mahşer Günü) onu(n günah ve ayıplarını açığa vurur.” Buhari, rikâk 36, ahkâm 9; Muslim, zühd 48. Muslim bu hadisi İbn Abbas radıyallahu anhum’dan rivayet etmiştir. Muslim, zühd 47.
Abdullah bin Mes’ud radıyallahu anh şöyle demiştir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem faiz alana da, verene de lanet etmiştir. Muslim, musâkât 105, 106 Tirmizi ve diğerleri bu hadisi, “şahidlerine ve yazıcısına da…” ilavesiyle rivayet etmişlerdir. Tirmizi, büyu’ 2.
Reklam
Ergenlik çağlarına ulaşıncaya dek, (himayeniz altında bulunan) yetimlerin mal varlığına -onu en âdilâne ve en güzel biçimde değerlendirmek amacıyla olmadıkça- yaklaşmayın. (Size emanet edilmiş olan bu malları, onlar ergenlik çağına ulaşınca yedek yatırıma dönüştürerek onlar adına değerlendirebilirsiniz. Fakat gerekli yaş ve olgunluğa ulaştıklarında mallarını onlara geri vermelisiniz.) |En’âm, 6/152.
Abdullah bin Abbas radıyallahu anhum’dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: (Birine verdiği veya vaat ettiği sadaka, hediye, yardım, hibe veya) bağışından dönen kimse, kusmuğuna dön(üp onu tekrar yiy)en köpeğe benzer. Buhari, hibe 30, zekât 59, cihâd 137, hiyel 14; Muslim, hibât 2, 5, 8.
Abdullah bin Abbas radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yanından yüzüne damga vurulmuş bir merkeb geçti. Peygamberimiz, (zavallı hayvanın bu halini görünce) “Bu hayvanın yüzünü dağlayana, Allah lanet etsin!” dedi Muslim, libâs 107 Muslim’in bir başka rivayetinde, “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yüze vurmayı ve yüzü damgalamayı yasakladı” ifadesi yer almaktadır. Muslim, libâs 106.
Enes bin Malik radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hayvanları canlı hedef olarak bir yere bağlamayı ve hapsederek öldürmeyi yasakladı. Buhari, zebâih 25; Muslim, sayd 58; Ebu Davud, edâhî 11; Nesai, dahâyâ 41.
Abdullah bin Ömer radıyallahu anh’dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Üç kişi bir arada iken, iki kişi kendi arasında fısıldaşıp üçüncüyü yalnız bırakmasın. Buhari, isti’zan 45; Muslim, selam 36. Ebu Davud bu hadisi şu ziyadeyle rivayet etmiştir: Hadisin ravisi Ebu Salih diyor ki: Abdullah bin Ömer’e “peki, dört kişi olurlarsa?” diye sordum. “O zaman bir sakıncası yoktur” cevabını verdi. Ebu Davud, edeb 24. İmam Malik, bu hadisi Abdullah bin Dînar’dan şöyle nakletmiştir: Bir gün Abdullah bin Ömer radıyallahu anhum ile birlikte Halid bin Ukbe’nin çarşıdaki evinde oturuyordum. Bir kişi gelip Abdullah bin Ömer’le gizli bir mesele konuşmak istedi. O sırada Abdullah bin Ömer’in yanında benden başka kimse yoktu. Bunun üzerine dışarıdan birini çağırdı ve böylece evde dört kişi olduk. Abdullah bin Ömer, bana ve çağırdığı kişiye, “Siz biraz birlikte oyalanın. Çünkü ben Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in, “iki kişi kendi arasında fısıldaşıp üçüncüyü yalnız bırakmasın” buyurduğunu işittim.” dedi Mâlik, kelam 13, 14.
Reklam
Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “(Din) kardeşine üç (gün)den fazla küs durması, bir mü’mine helal değildir. Eğer aradan üç (gün) geçmişse, mutlaka gidip ona selam versin. Selamını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Yok, eğer selamını almazsa, (barışmaya yanaşmadığı için) vebali kendisi yüklenmiş olur. Selam veren kişi ise, küs durmaktan çıkmış olur.” Ebu Davud diyor ki: Eğer bu küslük Allah için olursa, bunda bir sakınca yoktur. Ebu Davud, edeb 47. (Yani çok bariz bir günah işleyen ve bütün uyarılara rağmen bu günahta ısrar eden kimselere, bir süreliğine -uyarı ve ceza olmak üzere- selam vermemek günah değildir.)
Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Halk arasında yerleşmiş iki huy vardır ki, bunlar kafirliktir. (Yani cahiliye dönemi’nden kalan ve ancak inkarcı bir toplumda bulunabilecek son derece çirkin âdet ve alışkanlıklardandır) İnsanı soyundan, ırkından dolayı aşağılamak (yahut yüceltmek) ve ölünün arkasından yaka paça yırtarak, bağırıp feryat ederek ağlamak.” Buhari, menâkıbu’l ensâr 27; Muslim, iman 121, cenâiz 29.
Cündüb bin Abdullah radıyallahu anh’dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: (Sizden önce yaşayan ümmetler içerisinde, Allah’a çokça ibadet eden bir adam vardı. Bu adam, günahkar olarak ölen bir mü’min hakkında) “Vallahi Allah filan kişiyi bağışlamayacaktır” diye yemin etti. Bunun üzerine Allah subhanehu ve teala “Filan kişiyi bağışlamayacağıma dair Benim adıma yemin etme cüretinde bulunan kimdir? İşte Ben onu bağışladım, senin amelini de boşa çıkardım! Muslim, birr 137. Çünkü kibirlenip başkalarını küçümseyerek yapılan iyilik ve ibadetlerin Allah katında bir değeri yoktur.
İmran bin Husayn radıyallahu anhum anlatıyor: Bir seferde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikteydik. Ensardan (Medineli muslumanlardan) bir kadın (hırçınlık yapan) devesinden rahatsız olarak ona lanet etti. Peygamber sallallahu aleyhi sellem kadının sözünü duyunca “Devenin sırtındakileri alın ve onu salıverin gitsin. Çünkü o lanetlenmiştir.” buyurdu. İmran diyor ki: o deve hala gözümün önündedir; insanların arasında gezinirdi de, kimse ona dokunmazdı. Muslim, birr 80, 81 Peygamber sallallahu aleyhi vesellem o hayvanın üzerine binilmesini, etinin yenilmesini, satılmasını vs. yasaklamadığı halde, o uyarısından sonra hiç kimse o hayvana dokunmak bile istemedi. Böylece o deve, lanetin ne büyük bir günah olduğunun canlı bir belgesi olarak ölünceye kadar halk arasında dolaştı durdu.
1.561 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.