Fotoğraflarla Sabahattin Ali'nin Yaşam Öyküsü

Filiz Hiç Üzülmesin

Filiz Ali

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Hiç vazgeçemediği bir alışkanlığı vardı: Cebinde daima bir kitap bulundurur, boş kaldığı anda okumaya dalardı..."
O,komplekssizliğinden kaynaklanan bir rahatlık içindeydi oldum olasıya. Devlet kodamanları ile sıradan yoksul köylü arasında ayırım yapmaz,her iki uçtaki insanın da ilginç yönleri olabileceği varsayımından yola çıkarak taraflara eşit fırsat tanırdı.
Sayfa 59 - Filiz AliKitabı okudu
Reklam
"Sabahattin Ali öldürüldüğüne göre suçluydu. Suçu neydi? Komünist olmak. Ben kimdim? Komünistin kızı? Kimlerle konuşuyor, hangi kitapları okuyordu bu komünistin kızı? Komünistin kızının arkadaşı olmak da tehlikeliydi. Onu yapayalnız bırakmak, cüzamlı gibi tecrit etmek gerekiyordu."
Sayfa 112Kitabı okudu
Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bir gün Almanların pabucunu yalayan ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da kendi cefakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han, apartıman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız, bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer! Neredeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: “Görüyor musun şu haini! İlle de namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor…” Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hattâ bu kadar tehlikeli mi olmalı idi? Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bereket, zora katlanmasını bilen bu millet de namuslu.
Sayfa 120Kitabı okudu
"Niyazi Berkes’in dediği gibi Sabahattin Ali ne sağa ne sola ne de ortaya göre bir adamdı. O, sadece kendine benziyordu.
"Yüzyılın başlarında doğup bir imparatorluğun çöküşüne ve Cumhuriyet’in kuruluşuna tanık olanlar erken olgunlaşmışlardır.."
Reklam
Babamı ziyarete Paşakapısı cezaevine nasıl gittik hiç ama hiç anımsamıyorum. Cezaevi avlusunda üçümüzün birlikte göründüğü iki poz fotoğrafa ne zaman baksam içim feci burkulur. Babamın saçları bembeyaz olmuş, besbelli epey kilo vermiş ki o benim tombul babamın beyaz keten elbisesi üzerinden dökülüyor sanki. Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel'in anılarını okuyunca neden o günleri anımsamak istemediğimi daha iyi anlıyorum şimdi. Cezaevi müdürünün odasında karşılıyormuş bizi babam, sonra da beni kucağına alıp öpüyor, kokluyor ve ağlıyormuş.
Sayfa 100Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.