İnsan teki yaratılışın hükümdarı oldu ve bireysel insan aklı, davanın nihai yargıcı konumuna yükseldi. Kutsal dünyeviden ayrıldı, sanat da zanaattan. Sonuçta sanatın haritaları bu yeni bakışı açıklamak için dönüşümden geçirildi. Pek çok farklı uzayın birlikte açıldığı bütünlüklü bir birleşmenin yerine, Rönesans sanatı büyük sanatçının tekil, baskın görüşünü yansıtmaktadır. Bu zaman diliminde eski dünyadan yeni sine geçildiğini fiilen görebiliriz. Dünyanın yeni haritaları ya da yeni resimleri çizilmeye başlandıkça bizim doğadan uzaklaşmamız da hız ka zanmıştır.
Danimarkalı filoz soren kierkegaard, bu anlamsız ya da saçma evrende ferdin gercek özgürlünün anlamsız olmasına karşın ancak bilinmeyenin içine sıçramak biçimindeki bir bireysel eylemle sonuçlanabileceğini belirtmiştir
Atomik teorinin bu derece reddedilmesi teorik fizikçi Ludwig boltmzann'ın 1906'da yaşamının atomik düşüncelere dayanan en önemli çalışmasına karşı genel bir ilgisizliğin doğurduğu bir depresyon döneminde intihar etmesine neden olmuştur.
Bu tür bir bilimde kesin son netice ya da nihailika anlayış bulunmaz, çünkü dogal dünyayla arkadaşlık kurarken bizler ayrıca kendimiz hakkında bilgiler öğreniriz ve dünyadaki varlığımızın katıksız şenliğine dahil oluruz.