Hava kısa kolluyla gezilecek kadar sıcak. İnsanın tatlı Nisan güneşinde kedi gibi mayışası geliyor. Adana sokakları MİİİİİSSSSS gibi portakal çiçeği kokuyor. Neredeyse çiçek kokusundan sarhoş geziyorum. İşe gitmek böyle günlerde de pek zor. Pandemi olmasaydı Portakal Çiçeği Festivali ne ihtişamlı olurdu ama. Özledik. İnşallah gelecek yıla artık.
Sadece son sayfası için bile okunması gereken bir kitap. İnsanı hiç beklemediği bir anda beyninden vurulmuşa döndürüyor. Kitabın kapağını kapatıp bir süre boşluğa bakarak olayları sindirmeye çalışacaksınız. Antik Mısır yaşamı ve yine kadınların erkekleri kendilerine nasıl bağımlı hale getirebileceğini gözler önüne seren sürükleyici bir roman.
Mısır, firavunlar başlı başına ilgi çekici. İşin içine bir de gizemler, büyüler girince harika bir roman çıkmış ortaya. Elimden bırakamadım. Mısır'ın kutsal mezarlarına ilgili Prens ve oğlu en büyük gizemi buluyorlar. Ancak, gizemle birlikte lanet de peşlerini bırakmıyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum.