Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul 1907

Fırtınadan Önce Şark

Vicente Blasco İbañez

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir Fransız tüccar Osmanlı hükümetine köpekleri itlaf edip postlarından yararlanmayı teklif etmiş, mahallelerdeki Türk halkı öfkelenmiş. Köpeklerini öldürmek ha! İstanbul fatihlerinin sadık dostlarını itlaf etmek!...
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türkler hayvanlara saygılı, özenli davranıyorlar. İstanbullu arabacı, köpekleri ezmektense arabayı devirir.
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Osmanlı döneminde namus bekçiliği
Peçelerini birazcık kaldırıp yüzlerini yoldan geçen bir erkeğin görmesine izin verseler, kaldırımın orta yerinde dalgın, hava alıyor gibi görünen bir Osmanlı erkeği anında ihtiyatla peşlerine düşüp, o alışılmadık cüretin nereye kadar varacağını öğrenmek ister. Hele bir hareket yapsın kadın, şöyle bir anlamlı baksın ya da başını çevirsin, bekçi aynı gün kocasına ya da babasına gammazlayacaktır. Hem polis, hem göreneklerin geleneksel gücü Türk kadınını gözaltında tutuyor, günün her saatinde dört bir yandan kuşatıyor, her şeyi yapmasına izin var... Her şeyi, kendi gönlündeki şey dışında.
Sayfa 108 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türk, insanların en dindarıdır. Sarsılmaz bir imana sahiptir: İnancına en ufak bir kuşkunun bile gölgesi düşmemiştir. Hakikate ermiş bulunduğundan emindir; ancak hakikati Batılılar gibi komşusunun düşüncelerini küçümseyerek ya da aşağılayarak başkalarına dayatma ihtiyacını duymaz. Müslüman olduğundan ötürü kendini başkalarından üstün kabul etse de, kendi dininin tek hak dini olduğuna inansa da, onu başkalarına dayatmak için en küçük bir zorlamada bulunmaz.
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türk insanı fukarayı kutsal sayıyor, öyle eline birkaç kuruş sıkıştırıp, vicdanını rahatlatıp salıvermekle yetinmiyor, ona evini de açıyor ve ne ihtiyacı varsa sağlıyor. Yüreğinde soylu bir koruma saplantısı barındıran bu gönlü gani millet sayesinde, bütün fukaralar "kapılanmış" durumda, hepsinin kendi evi bildiği bir kapısı var.
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mübarek Eyüp Camii Türk halkının esrarını ve dini inzivasını koruyan tek yer. Hiçbir Hıristiyan iç avluların taşına bile ayak basmamış. Gezginler, bu camiinin önünden geçerken, kapılarına, avlularıyla bahçelerini çevreleyen duvarlardaki demir parmaklıklara bakmamaya çalışıyor.
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Mazlum" padişah Abdülhamit'in pek mütevazı(!) köşkü
Yıldız Köşkü'nde şölenler Binbir Gece Masalları'ndaki eğlentilere benzer bir şeymiş. Davetli kendini iki adam boyu yükseklikte altın şamdanların yer aldığı bir salonda bulurmuş. Tabaklar çekiçle işlenmiş altındamış; çatal bıçaklar yine altındanmış; şişeler altından, peçetelere geçirilen halkalar altından. O şölenler hemen her zaman otuz-kırk kişilik olurmuş; ama geçenlerde İngiliz filosu subaylarına -iki yüz dolayında subay- bir yemek verilmiş, sofra takımları yine altındanmış ve her zamanki gibi tastamam gelmiş, konuk sayısının fazlalığından ötürü hiçbir eksiklik çekilmemiş. Esrarengiz zenginliklerle dolu olan bu saray tükenmez bir hazine. Sultan'ın sofrasına bin kişi de otursa, belki hiçbiri altın tabak dizisiyle altın çatal bıçağından yoksun kalmazmış. Türkiye'de zenginlik gösterişi insana ezici geliyor. Gezgin gülünç denecek kadar iri mücevherat görmekten ömür boyu gına getirmiş olarak ayrılıyor buradan, o denli abartılı bir zenginlik ki tüm saygınızı kaybediyorsunuz.
Sayfa 46 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.