"Akıp giden zamandan geriye kalan tek somut kanıt akrep ile yelkovandır," dedi kendi kendine... Yalnızlığı ile ilişkilendirdi bunu ve kendine haklılık payı çıkarmaya çalışan tüm biçare yalnızlar gibi haklı olabileceği ihtimalini de düşündü içten içe.
‘Akıp giden zamandan geriye kalan tek somut kanıt akrep ile yelkovandır,’ dedi kendi kendine..Kitabın ilk cümlesinin altını çizmeyle başlamak diğer sayfalarında güzel olacağını hisettirdi
Asi’nin kaçış hikayesinde yazarın hayatından da ekledikleri var sanki, kendini okutturan diğer sayfayı merak ettiren bir hikayeydi benim için yaşanan olaylar sonrası soru işaretleri kalsa da aklınızda sonu bambaşka bir yere götürüo sizi :) farklı tarzda bir kitapla tanışmak isterseniz tavsiye ederim
FluBora Çiftçi · İkinci Adam Yayınları · 201811 okunma
Gri Araf'ta kalanların rengidir. Hayat boyunca tüm yaşamın uçlarında sınır güvenliğiyle burun buruna gelmiş ve o sınırları sayısız kere ihlal etmişlerin, yeni bir renk bulabilmek için kendilerini bir süreliğine dinlendirdiği renktir.
Yaşamak bencilliği gerektirir. Yemek yemeden yas tutamazsın, susuz kalarak gözyaşı dökemezsin. Bunların hepsini kusursuz olarak yerine getirsen bile ömür boyu acıyla beslenemezsin. Sana beyninin en büyük ihaneti belki de budur. Kaybettiklerini unutturmak. Kaybettiklerine alıştırmak.
Yaşayamadıklarının, yapamadıklarının, yaşamak ve yapmak istediklerinin, "neyin eksik ki" sorularının, "çok şükür keyfin yerinde" cilerin ve daha birçok şeyin kendini doldurup, kendinden taşmasını beklemiş ve de bekleyiş nihayete ermişti o sabah...
Yalnızlık; anlatılamayacak kadar büyük ve anlaşılamayacak kadar da asildi, ona göre. Bilinçli bir tercih;masum bir tanımlama olarak kalıyordu onun için. O haklı bir başkaldırı olarak görüyordu yalnızlığını.