Cevriye'yi ona bağlayan duygu bir kasırga şiddetindeydi ve Cevriye bu hissin önünde müthiş bir kasırgaya kapılmış ince bir dal parçası iradesizliği içinde ona doğru sürüklenip gitmişti.
Sevgilisine giderken, üstündeki gündelik elbiselerini atan bir insan gibi fahişeliği, sokağı, meyhaneyi, jilet yaralarını, dövüşü, küfürleri, rezaleti üzerinden sıyırıp atıyor, başka bir kimlikle süsleniyor ve oraya öyle gidiyordu.