Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu
Karakolda boy aynasını ilk defa gördüğü için kalbi pırpır, çocuk gibi saf & temiz bir kalp.
Adını bile bilmediği, idam mahkumu, hiç dokunamadigi, bir daha göremeyeceği adama tutkun aşık, nasıl da cesur bir kalp.
Vücudunu rastgelene vermiş olan Cevriye umulmaz bir ruh bekâretiyle onu seviyordu ve bu odaya girdiği zaman, saçlarının pırıltısı sokak fenerlerinin dibinde durduğu, geçenleri davet ettiği zamanlardaki pırıltıya benzemiyordu. En karanlık gecelerde bile, gönülleri tutuşturan ve ona İstanbul kaldırımlarında Fosforlu lakabını kazandırmış olan saçlarının bu pırıltısı günahkâr bir davetçi, çekici bir ışıltı değildi. Hayır, bu pırıltılar onun odasında, onun yanında olduğu zaman, adi kartpostallarda melek resimlerinin başları etrafına sürülmüş yaldızlara benziyor ve bu saçlarında sanki ilahi bir hale yaratıyordu. Cevriye "Fosforlu Cevriye" kimliğinden tamamıyla soyunarak onun yanına geliyordu.
Aşk daha güzel anlatılamazdı.
Bir sokak kızının dupduru aşkı.
İdam mahkumu bir devrimciye tutkun Fosforlu.
Okuyunca: "Ben galiba hiç aşık olmamışım"; dedirten cinsten.
Kitabın çeşitli film versiyonları olmakla birlikte, Türkan Şoray ve Tanju Gürsu'nun oynadığı haliyle çok severim. Bu arada, kitapla filmlerinin hiç alakası yok. Okuyun, okutun.:)