*İnsan sevgisi pazarda satılmaz ki, gidip alasın.* Syf 90
Maksim Gorki’nin Çocukluğum adlı eseri, yoksulluğun, şiddetin ve umutsuzluğun içinden filizlenen bir hayat hikâyesi sunuyor bize. Anı türündeki bu kitap, Gorki’nin küçük yaşlarda karşılaştığı zorlukları, aile içi çatışmaları ve yaşadığı toplumun çarpık düzenini yalın ama sarsıcı bir dille anlatıyor. Dedesiyle geçirdiği yıllar boyunca tanık olduğu sertlik, baba figürünün yokluğu ve annenin uzaklığı, yazarın karakterine şekil veren başlıca unsurlar olarak öne çıkıyor. Ancak tüm bu karanlık tabloya rağmen Gorki’nin öğrenmeye ve anlamaya olan tutkusu, umudu elden bırakmayışı dikkat çekiyor. Özellikle büyükannesiyle kurduğu duygusal bağ, kitabın en dokunaklı yönlerinden biri.
Bu kitap, yalnızca bir çocuğun büyüme serüveni değil; aynı zamanda Rusya’nın alt sınıflarının bir portresi niteliğinde. Gorki’nin yaşadıkları aracılığıyla dönemin toplumsal yapısını, halkın yaşam koşullarını ve adaletsizlikleri yakından görme fırsatı buluyoruz. Eğer sade ama etkileyici bir anlatımla yazılmış, gerçek hayattan alınmış bir hayat öyküsüne tanıklık etmek isterseniz, Çocukluğum kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri. Özellikle insan psikolojisini ve çocukluğun kişilik üzerindeki etkilerini merak eden okurlar için tavsiye ederim.