Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Freud’un Kız Kardeşi
Goce SmilevskiEn Eski Freud’un Kız Kardeşi Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Freud’un Kız Kardeşi sözleri ve alıntılarını, en eski Freud’un Kız Kardeşi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.510 üzerinden
Freud
Freud’un adının geçtiği, gözüme çarpan bütün kitapları okuma isteğim ve ona karşı büyük bir sempatim olması dolayısı ile okuduğum ama sonrasında okumasaydım dediğim Freud’a karşı ön yargı oluşturmama sebep olan bir kitap oldu
Sigmund Freud’un 2. Dünya Savaşı sırasında, Yahudi olduğu için yaşadığı ülkeyi acil bir şekilde terk etmesi gerekmektedir yoksa toplama kampına gönderilmesi an meselesidir. Kendisine büyük bir ayrıcalık tanınarak ülkeyi terk etmesine izin verilir ve yanında götürebileceği 20 kişi için bir liste yapması istenir!
İnsanın aklına ilk kimler gelir böyle bir fırsat tanındığında? Büyük çoğunlukla tabi ki "ailesi" Kim kardeşlerini kurtarma fırsatı bulsa, özellikle böylesine kötü bir zamanda, bunu elinin tersiyle iter ki? Toplama kamplarına götürüleceklerini bile bile !!!
Olaylara Freud’ un kız kardeşi Adolfina’nın gözünden baktığımız bir hikaye. Hayata karşı direnerek, varolma çabasıyla insanın içini titretiyor. Annesi ile olan ilişkileri, aile içi yaşantısı ve dönemin şartlarını kabul etmeyerek, kadın hakları için baş kaldırmaktan bir an olsun çekinmeyen yakın arkadaşı Clara ve onunla olan dostluğu…
Yazılanların sadece bir kurgudan ibaret olmasını kalpten dilediğim, yüreğinizde kesinlikle iz bırakacak müthiş bir hikaye
Herkese merhaba
Freud’un kız kardeşi / Goce Smilevski ile geldim. Açıkçası Sigmund Freud hakkında detaylı bilgim yok. Felsefeye çok ilgisi olmayanlarımız kadar benim de onun hakkında bilgilerim. Ancak bu kitap Freud’un farklı bir tarafını anlatıyor. Kesinlikle felsefi bir kitap değil. Freud ailesinin yaşamından kesitleri anlatıyor.
Baş
Arka kapak tanıtım yazısını okuyup vuhhhu bunu kesinlikle okumalıyım diyerek aldığım, okurken can çekiştiren uyku getiren bir kitaptı benim için. Bundan kitabın kötü olduğunu çıkarmıyorum lakin hiç benim tarzım değildi. Tavsiye etmeye gelirsek daha güzel kitaplar okunabilir...
2. Dünya Savaşı dönemi Nazi baskısının başladığı bir dönemde, Viyana' da yaşayan Freud'a Avusturya' yı terk etme şansı verilir. Yanında götürebileceği kişiler listesine ailesi ve çok sevdiği köpeği dışında birkaç hizmetçi, birkaç tanıdık ekler , ama kız kardeşlerini ekleme gereği duymaz... Ve onların bu konudaki ısrarlarına kulak tıkar. Kendisi Londra' ya giderken kardeşlerinin Viyana' da kalıp toplama kamplarına gönderilmelerine ve gaz odasına girmelerine göz yumar...
Arka kapakta da bu detaya yer verilmiş, ancak belirtmeliyim ki bu bir Nazi dönemi hikayesi değil, o beklentiyle başlanmamalı!
Roman Sigmund Freud' un gidişinden sonrasını değil öncesini, Freud Ailesinin tüm yaşamını anlatıyor.
En küçük kız kardeş Adolfina' nın ağzından dinlediğimiz hikaye Freud ailesi ve dönem şartları ile ilgili bilgi verirken Adolfina' nın abisiyle olan ilişkisine, annesinden gördüğü psikolojik baskıya ve en çok da iç dünyasında kopan fırtınalara değiniyor.
Toplumun ve özellikle Freud' un kadın konusundaki yanlış düşüncelerine ayna tutan diyaloglar,
aile bağları , anne- çocuk ilişkisi konusunda ele alınan sarsıcı psikolojik ayrıntılar,
ve delilik kavramı üzerine yapılan hasta- doktor muhabbetleri
en çok ilgimi çeken bölümler oldu.
(Yazar akıl hastanesi ortamını da çok güzel yansıtmış, çünkü o ortamı gözlemleme fırsatı olmuş.)
Edebi ve felsefi anlamda haz veren bir kitaptı. Çeviriyi de çok başarılı buldum.
Özellikle dönem kitaplarını, toplumsal cinsiyetçilik, psikoloji ve aile konulu kitapları sevenler daha bir ilgiyle okuyacaktır.
Okurken Freud' a öfkeleneceğiniz bir kitap olduğunu da belirteyim.ş
192 syf.
·
Puan vermedi
Mesleğimiz itibari ile lisansa başladığı andan itibaren Freud’u tanırız. Çok kuram öğrenir çok ruh sağlığı uzmanı inceleriz ama Freud başkadır. Kimilerinin tabiri ile kuramlar ya Freud gibi düşünür ya da Freud’un aksine…
Kitaba gelecek olursak kitap hikayenin sonundan başlıyor ve geriye doğru akıyor. Freud’un kız kardeşi Adolfina’nın ağzından Freud ailesinin hayat hikayesi anlatılıyor. Kuramlarının temelinin kendi aile hayatında veya cinsel hayatında yaşadığı çeşitli olaylar ile atıldığına kitapta tanık oluyorsunuz. Yazar Freud’u hedef tahtasına koyarak toplumsal cinsiyet mesajları vermeyi ihmal etmiyor. Okuyan arkadaşlarımızın Freud’a karşı öfke hissetmesinin sebebi budur. Eserdeki diyalogların çoğunun kurmaca olduğunu hatırlatmakta fayda olduğunu da belirtmeliyim.
Kitaptan puan kırdığım tek nokta zaman zaman sayfalarca süren toplumsal cinsiyet mesajlarının verildiği diyalogların eserin edebi yönünü törpülüyor olması.
192 syf.
10/10 puan verdi
İsminde Freud olduğu için okuma gereksinimi hissettiğim kitap. Freud’dan ziyade kızkardeşlerinin hayatını anlatıyor.tabi kitabı okuyunca Freud’a %100 cephe alacaksınız .kardeşlerine sahip çıkmayıp savaş döneminde sadece kendisi ve ailesini kurtarıyor
2. Dünya Savaşı döneminde Viyana’da yaşayan Freud Yahudi olduğu için baskılara dayanmayarak Avusturyadan ayrılmak zorunda kalır. Yanında götüreceği kişi listesine ailesini,doktorunu, birkaç hizmetçisini ve köpeğini bile ekler, ama kız kardeşlerini eklemek istemez. Ve onların ısrarını duymazlıktan gelir. Londra’ya yerleşir ve kardeşlerinin toplama kamplarına gönderilmesine göz yumar.
İtiraf etmeliyimki o satırları okurken Freud’a inanılmaz öfkelendim. Hikayeyi Freud’un en küçük kız kardeşi Adolfina anlatıyor. Abisiyle olan ilişkisi, annesinin yaptığı psikolojik baskılar ve iç dünyasında yaşadıklarına değiniyor.
Dönem romanları, psikolojk ve toplumsal baskı, cinsiyetçilik konulu kitapları okumayı seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum.
Makedonyalı yazar Goce Smilevski, psikanalizin babası sayılan Freud’un hayatının en gizli kalmış ve de en trajik kesitini anlatıyor bu kitabında. Bu kitapla Avrupa Birliği Edebiyat ödülü almış olup kitap 30 dile çevrilmiştir.
Freud, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Hitler Viyana’ya girmek üzereyken Londra’ya kaçırılır. Gitmeden önce kendisinden yirmi kişilik bir liste istenir. Listedekiler de onunla birlikte gidecektir. Freud, listeye ailesini, hizmetçilerini, hemşirelerini, baldızını hatta köpeğini bile yazar ama çok ısrar etmelerine, yalvarmalarına rağmen dört kız kardeşini bu listeye eklemez; onları Viyana’da bırakır ve sonradan gaz odasında can vermelerine neden olur. Freud’un neden böyle davrandığı bilinmez ama bence sebebi umursamazlık, aymazlık, bencillik belki de Nazilerin gerçekten de önemli bir tehdit olduğunu algılayamaması olabilir.
Kitabı, Adolfina’nın anlatımıyla okuyoruz. Kitabın içeriğinde psikanaliz kuramının nasıl doğduğu, örneğin Freud’un hastaya divana uzanmasını söyleyip söyleyeceklerini anlattırması fikrinin nasıl ortaya çıktığı ve Viyana’daki günlük yaşama dair bilgiler var.
İkinci Dünya Savaşı’nda milyonlarca Yahudi gaz odalarında can verdi. Bunlardan dördü Psikanalizin kurucusu Freud’un dört kız kardeşiydi.
Kitabın arka kapak sözlerinden; bağlayıcı olması beklenir kardeşliğin, öyle umulur, kardeşler birbirlerine borçludur ya; bir soluk, bir omuz, bir teselli... der ve keyifli okumalar dilerim...
Freud
Lise 2’de psikoloji dersiyle tanıştığımdan beri Freud’a ve çalışmalarına hayranıyım ayrıca üniversitede de psikoloji seçmemin nedenidir kendisi. Adının her geçtiği/kendi yazdığı kitapı okumadan ölürsem diye kendiyle yarışan ben, bu kitabı hiç okumamayı dilerdim Eğer hayal kırıklığı kelimesini bize kazandıran Tevfik Fikret olmasaydı büyük ihtimalle bu kitabı okuyan Freud hayranları olurdu (Zaten bence bu hayal kırıklığının sebebi doktor ünvanlı birinin zihinsel/psikolojik anlamda sorgusuz sualsiz %100 sağlıklı, mükemmel biri olarak kabul etmemizden/sanmamızdan kaynaklandı.) Bazı şeyleri yok ya o kadar da yapmamıştır diyerek dönüp dönüp okumaktan kitabı anca bitirebildim. Bende, akıllı ama biraz çarpık zihniyetli havası yarattı kendisi. Yani yaptığının doğru olmadığının bilincinde ve bundan kurtulmak için duygusal anlamda kendini bastırdığını görebiliyoruz. Teselli olarak en azından aklını iyi yöne kanalize edip birçok çalışmaya imza atarak bizlere kazandırmasını ve çoğu konuda öncü olmasını söyleyebilirim. (Ama şahsi görüşüm bazı çalışmalarının kişi kendinden bilir işi tarzı bir tümevarımdan keşfettiği) Dönem itibariyle çok depresif/kasvetli bir kitap. Kız kardeşi adolfinaya’da her sayfada ve her satırda ayrı üzüldüm. Umarım benim gibi Freud hayranlarını daha fazla hayal kırıklığına uğratmamak için bazı şeyler eksilterek anlatılmamıştır
Sizin bizzat tatmanızı ve okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
"Belli ki biz kadınlar, bu zamanın ve dünyanın bize vermek istemediği şeyi, kendimiz almak zorundayız."
Birçok noktada gözlerimi yaşartan ve sizi çok etkileyecek bir kitapla karşınızdayım. Nazi dönemini kapsayan bir kitap olması da ayrı bir mevzuydu benim için. Nazi kuşatması altında Bizim meşhur Freud'umuza şöyle bir seçenek