Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fususu’l Hikem Şerhi

Davud El-Kayseri

Fususu’l Hikem Şerhi Gönderileri

Fususu’l Hikem Şerhi kitaplarını, Fususu’l Hikem Şerhi sözleri ve alıntılarını, Fususu’l Hikem Şerhi yazarlarını, Fususu’l Hikem Şerhi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varlık, âlemi yokluktan varlığa taşıyan akledilir hareketten meydana geldiğinden, namaz bütün hareket çeşitlerini içerir. Hareket çeşitleri ise üçtür: doğrusal hareket, yatay hareket ve baş aşağı hareket. Doğrusal hareket, namaz kılanın ayakta durduğu halidir. Yatay hareket, namaz kılanın rükü halidir. Baş aşağı hareket ise secde halidir. Şu halde insanın hareketi doğrusal, hayvanın hareketi yatay, bitkinin hareketi ise baş aşağıdır. Cansız varlıkların kendilerinden olan hareketi yoktur. Dolayısıyla bir taş hareket ettiğinde, başkası sebebiyle hareket eder.
Eşyanın özlerine ve zatlarına gelince, ilahi Zat'ın özüne döndüklerinden, hiçbiri kötü değildir. “Allah'ın rahmeti hem kötüde hem de iyidedir.” Yani, Allah'ın rahmeti hem iyide hem de kötüde hâsıldır. O rahmet olmasaydı, o ikisinden hiçbir şey var olmazdı, zira varlık bizzat rahmettir. “Kötü kendinde iyidir, iyi de kendinde kötüdür”, çünkü bir şey ancak kendini ve kendine uygun olanı sever, kendine aykırı olanı değil. “Dolayısıyla iyi olan her şey bir mizaçta bir yönden kötüdür. Bunun aksi de geçerlidir.” Nitekim bu husus daha önce açıklanmıştı.
Reklam
“Hz. Peygamber'in güzel kokuyu zikretmesinin ve kadınlardan sonra zikretmesinin gerekçesine gelince, bu kadınlarda yaratılışın kokuları olduğu içindir.” Yani, kadınlarda âlem ehlinin yaratılışının kokuları vardır, çünkü kadının kendisi aracılığıyla çocukların varlığının gerçekleştiği analık rütbesi vardır. Keşf sahibi ise çocukların varlıklarının kokularını kadında koklar ve koklama zevkiyle idrak eder. Bu yüzdendir ki Hz. Peygamber kokuyu kadınlardan sonra getirmiştir ve o koku, en tatlı kokudur. “Çünkü en güzel koku, sevgilinin sarılmasının kokusudur. Nitekim meşhur deyimde böyle söylenmiştir.” Yani, durum şu ki en güzel koku sevenin sevgilisinin sarılmasından bulduğu kokudur, çünkü seven sevgilisinde kendi özünün ve hakikatinin kokusunu bulur.
İmdi Hakk nasıl ki Kendisinin sureti üzere olan erkeği sevdi ise, kadınları da erkeğe sevdirmiştir. Dolayısıyla erkeğin kadınlara yönelik sevgisi, ancak kendisinden varlığa gelen kimseye yöneliktir; nitekim erkeğin sevgisi, Kendisinden varlığa geldiği kimseye, yani Hakk'a yöneliktir. Bu yüzden Hz. Peygamber kendiliğinden “Sevdim” dememiş, “Bana sevdirildi” buyurmuştur, çünkü sevgisi, hatta eşine yönelik sevgisi dahi, Kendisinin sureti üzere olduğu Rabbi ile bağlantılıdır. Çünkü eşini, Allah'ın ahlakıyla ahlaklanarak, Allah'ın kendini sevmesi sebebiyle sever.
“Sevgili, Beni görmeyi arzular ** Ben ise onu daha çok arzularım Nefsler O'nu görmeyi arzular, kader ise engeller ** Ben âh eder inlerim o da âh eder inler”
Çünkü hareket ebediyyen ancak sevgi sebebiyle gerçekleşir, ama harekete bakan kimse başka sebepler tarafından gerçeği görmekten engellenir, oysa gerçek sebep o sebepler değildir. Zira asıl olan, âlemin kendisinin içinde hareketsiz olduğu yokluktan varlığa doğru olan hareketidir. Bu yüzdendir ki varlığın, durağanlıktan olan hareket olduğu söylenir. Şu halde, âlemin varlığı olan hareket bir sevgi hareketidir. Nitekim Hz. Peygamber - Allah'ın salâtı ve selâmı onun üzerine olsun- buna “Ben bilinmeyen bir hazineydim, bilinmek istedim” sözüyle işaret etmiştir. Bu sevgi olmasaydı, âlem somut gerçekliğinde ortaya çıkmazdı. Dolayısıyla âlemin yokluktan varlığa olan hareketi, Yaratıcının âleme yönelik sevgisinin hareketidir. Âlem kendini sâbit ve değişmez öz olarak gördüğü gibi dış dünyada var olarak da görmek ister. Bu yüzden, âlemin sâbitlik yokluğundan dış somut varlığa olan hareketi her yönü itibarıyla, Hakk tarafından ve âlem tarafından olan bir sevgi hareketidir. Çünkü kemâl, zatı gereği sevilir.
Reklam
Yeryüzünün canlılık ve hareketinin sebebi olan su hakkında da böyledir. Allah yeryüzünün hareketi, gebeliği ve doğurması hakkında sırasıyla şöyle buyurmuştur: “Yeryüzü kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.”(Hac,5) Yani, yeryüzü ancak kendisine benzeyeni, yani kendisi gibi tabii olanı doğurur. Böylece yeryüzü çiftlik, yani çift olma özelliğine kendisinden doğan ve ortaya çıkan şey sebebiyle sahıp olmuştur. Benzer şekilde Hakk'ın varlığı da çokluğa ve isimlerin çokluğuna Kendisinden ortaya çıkan ve kendi yapısıyla ilahi isimlerin hakikatlerini isteyen âlem sayesinde sahip olur. Böylece âlem ve âlemin yaratıcısı ile, çokluk tekliği sâbit olur.