Çevremizde ve içimizde bu kadar büyük boyutlu tehlikeler gelişmekte iken bizler bölge halkları olarak ne yapıyoruz?
Burada görünen ikinci manzara şöyle:
Göründüğü kadarıyla son derece rahat ve lakaydız. Hicbir ikaz işareti bizi gafletinizden uyandırmıyor.
Birbirimize düşmüş, küçük meşeler ve hesaplar yüzünden kıyasıya dövüşüp, çekişiyoruz. Birlik ve beraberlik şuurundan uzak, sevgi ve saygı bağlarından mahrum,menfaat ve yaşam kavgasındayız.
Lükse ve israfa sapmış, gösterişe yönelmiş, paralarımızı saçıp savunmuşuz. Tevbe etmeye yanaşmıyor, dünyalık peşinde, ahireti hesabı unutup koşuyor, nefse, şeytana esir yaşıyoruz.
İmanı, ibadeti, taatı, insafı, iz'an, ahlak ve âdâbı terketmiş, dolu dizgin zevk ü safâya dalmış durumdayız.
Düşmanın ciddi hazırlıklarını görmüyor, hile ve tuzaklarını bilmiyor, sözlerine kanıyor, hatta onları dost sanıyoruz. Hakiki dostları düşman, hain ve sinsi düşmanları dost bellemişiz.
Başımız dara düşünce, işler sarpa sarınca ne yapacağız, diyenlere kulak aşan yok; savunmaya, korunmaya ,kurtulmaya, kuvvetlenmeye önemle eğilen az, aciz ve çaresiz...