Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatıralar - Tanıklıklar

Gayrimüslim Mehmetçikler

Rıfat N. Bali

Gayrimüslim Mehmetçikler Gönderileri

Gayrimüslim Mehmetçikler kitaplarını, Gayrimüslim Mehmetçikler sözleri ve alıntılarını, Gayrimüslim Mehmetçikler yazarlarını, Gayrimüslim Mehmetçikler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Savaşa giden bir askeri birliğin yapabileceği en büyük yanlışlardan birisi, güvenmediklerini arkasında bırakmaktır. Cepheye gönderilecek yedek kuvvetler, cephane, erzak, akaryakıt... hepsi geride kalan bizlerin elinden geçiyor, bizlerin denetiminde oluyordu. Gerçekten hainlik yapmak isteyen birileri için, aslında cephe gerisi çok daha elverişli bir yerdi. Ama gelin görün ki, geride işe yaramaz elemanlar bırakıldığı için bu kritik görevleri yerine getirmekte zorlanıyorduk.(110) (110) Türker Alkan, "Sağcılar Vatansever, Solcular Hain midir?", Radikal, 26 Eylül 2009.
Bu konuda benzer bir diğer örnek Başbakan Erdoğan'ın 18 Mart Çanakkale Şehitler Günü vesilesiyle AKP Çanakkale İl Teşkilatı tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmadır. Erdoğan Çanakkale Savaşı'nda 16, 17, 18 yaşlarında gençlerin ülke için şehit olduklarını belirttikten sonra "niye şehit oldular?" sualini soracak ve bu suale
Reklam
Gayrimüslim şehitler konulu bir haber için görüşüne başvurulan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, "şehitlik İslami bir kavramdır. Bu itibarla, Çanakkale'de ölen gayrimüslim vatandaşlarımıza şehit diyemeyiz. Vatanlarının müdafaa maksadıyla can verdikleri için Allah onların mükâfatını ayrıca verecektir" şeklinde konuşacaktı. (69) (69) Sefa Kaplan, a.g.y., 18 Mart 2006.
"Azınlıkları muvazzaf subay yapmazlar" kanaatinin popüler kültüre yansımış bir örneği de Zülfü Livaneli'nin son romanıdır. Livaneli'nin romanında yer alan kahramanlardan biri, babaannesi ölüm döşeğinde iken onun aslında Ermeni olduğunu ve 1915 yılında tehcir sırasında kurtulduğunu ve ihtida ettiğini öğrenir. Öğrenmesinin ardından da bunu muvazzaf subay olan ağabeyine bildirir. Ağabeyi bu gerçeği öğrendiğinde kızkardeşine şu cevabı verecektir: "Senden ricam bunu kimseye söylememen. Ağzını sıkı tut lütfen. Çünkü bende Ermeni kanı olduğu ortaya çıkarsa orduda yükselemem, terfi alamam, general olamam, hatta belki binbaşılıktan emekli edilirim, geleceğim mahvolur. Sen hiç Ermeni bir general gördün mü?" (62) (62) Zülfü Livaneli, Serenad, Doğan Kitap, İstanbul, 2011, s. 96.
Peki, yüzlerce yıldır bu coğrafyada yaşayan Markar Esayan veya onun çocuğunun bu ülkenin -mesela- Genelkurmay Başkanı olma olasılığı nedir? Ya cumhurbaşkanı, başbakan, dışişleri bakanı? Söyleyeyim: yüzde sıfır! Koca bir SIFIR! "Senin gözün de amma yüksekteymiş" diyorsanız eğer, mesela. Türkiye'de bir tane Ermeni -temizlik işçisi alınmasınlar ama- yani bildiğiniz çöpçü göstermenizi isterim sizden. Yıllar evvel bir tane vardı. Allem kullem edip atmışlardı adamı belediyeden. Agos'ta haberi çıkmıştı, iyi hatırlarım. Gösteremezsiniz. zahmet etmeyin yok. Ben de Genelkurmay Başkanı olmak istemiyorum zaten. Malum, yapıma ters. Çözmüş olduk mu meseleyi? Ama işte, bir Ermeninin Genelkurmay Başkanı olamadığı bir ülkede, o Ermeninin mutsuzluğundan öte başka bir şeyler de oluyor, benim de anlatmak istediğim temelde bu zaten. O ülkede demokrasi tam anlamıyla bir türlü birleşmiyor, mesela. (59) (59) Markar Esayan, "Obama, Zeytuni Hala, Türkler ve Ermeniler", Taraf, 6 Nisan 2009.
Azınlıklara üniversitelerde ders bile verdirilmemektedir.(31) Bunun bilinen tek istisnası İstanbul Üniversitesi'nde Türkçe steno dersleri vermesine izin verilen bir Yahudi idi. İzin verilmesinin nedeni de onun, mevcut tek Türkçe steno sistemini yaratan kişi olmasıdır.(32) Subaylar gibi memurların da yabancılarla evlenmesi kanun ile yasaklanmıştır (788 Sayılı 1926 tarihli kanun). Tatbikatta ise azınlık mensuplarıyla evlenmeleri yasaklanmıştır. Nitekim, eşi Fin asıllı olan Basın Bürosu Müdürü'nün bu göreve atanabilmesi için, Finli eşi mühtedi olmasına rağmen Bakanlar Kurulu'ndan özel izin alınması gerekmişti.(33) (31) Bu durum, raporun tanzim edildiği tarihte geçerliydi. Bugün için geçerli değildir. (32) Söz konusu şahıs, L'Etoile du Levant gazetesinin sahibi Avram Benaroya idi. Biyografisi için bkz: Rıfat N. Bali (yayına hazırlayan), Avram Benaroya: Unutulmuş Bir Yahudi Gazeteci Hayatı ve Anıları, 47 Numara, İstanbul, 2009. (33) National Archives (Londra), 3 Haziran 1952 tarihli FO 371/101893/1826/1/52 referanslı belge.
İngiliz Büyükelçiliği'nin 1952 yılı Haziran ayı raporu.Kitabı okudu
Reklam
Hakimler Kanunu'nda yer alan bütün şartları haiz olduğunu belirten bir Rum avukatın hâkim olma talebi, Rum olması nedeniyle Adliye Vekâleti Müsteşarı tarafından reddedilecekti.(15) Gayrimüslimlerin "güvenilirlikleri şüpheli" olarak kabul görülmelerinin bir diğer örneği ise İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi Ordusu'nun Trakya sınırına kadar geldiği bir tarihte gayrimüslimlerin, ihtiyat askeri olarak silah altına alınmaları ancak beşinci kol olarak faaliyette bulunmaları (bilhassa Ermenilerin) ihtimali göz önünde bulundurularak nafia taburlarında çalıştırılmalarıydı.(16) (15) Reha Oğuz Türkkan, Tabutluktan Gurbete, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1975, s. 428-431. Diğer örnekler için bkz: Ahmet Yıldız, a.g.e., s. 327-333. (16) Bu konuda bkz: Rıfat Bali, Yirmi Kur'a Nafia Askerleri, Kitabevi, İstanbul, 2008.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında askerî liselere alınacak öğrencilerde "öz Türk ırkından olması" şartı aranacaktı. (10) Dönemin Türkçü ideolojisinin önde gelen isimlerinden Nihal Atsız'a göre bu şart, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın görev süresinde uygulanmıştı. Bu uygulamadan dolayı Türkiye'nin bazı malum bölgelerinden olan