Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Hayatı kitaplarını, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Hayatı sözleri ve alıntılarını, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Hayatı yazarlarını, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Hayatı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzmanlar, Kemalistlerin zaferinin dikkatlice hazırlanmış, planları ustalıkla uygulanmış ve Mustafa Kemal Paşa'nın konumunu bu yüzyıldaki en büyük komutan mertebesine yükseltmiş bir harekât olduğu hususunda görüş birliği içerisindedirler.
Efendiler, bütün dünya şunu bilsin ki Türkiye halkı, hükümeti ve Büyük Millet Meclisi, diğer medeni bütün ülkeler gibi bağımsızlığı ve hürriyetine kavuşmadığı sürece aşağılanmaya daha fazla dayanmayacak ve silahlarını atmayacaktır. Dünya bilsin ki bizim bütün davamız budur ve yine bilsin ki biz var gücümüzle barışı seviyoruz ve savaşın süresini kısaltmaya yardım ediyoruz.
1919 yılı ağustosunda yüksek konsey, İtilaf Devletleri'ni temsil eden bir komitenin Yunanlılara nispet edilen mezalimi soruşturmak amacıyla Izmir'e gönderilmesini kararlaştırdı. General Nivoski (Fransa), Amiral Bristol (Amerika), General Har (Ingiltere), General Delilio (İtalya) İzmir'e gitti, gerekli tahkikatı yaptı ve 11 Ekim'de Yunan işgalinin bir haçlı savaşına dönüştüğünü ifade eden ayrıntılı bir rapor hazırladı.
Ankara yönetim düzeni ile Avrupa yönetim düzeni arasındaki fark şudur: Ankara'da meclis başkanının, dünyada hiçbir millet meclisi başkanının sahip olmadığı geniş bir yetkisi vardır. O başkomutandır ve ülkeyi savunma konusunda ülkedeki şahıs ve mallar üzerinde tasarruf hakkına sahiptir.
Gazi devamlı, "Ordunun çıkarları her türlü menfaatin üzerindedir. Vatanın selameti ise her şeyin üzerindedir" diyordu. Bu hastalıkla mücadelesi esnasında biraz şiddet uyguladığını inkar etmiyoruz, ancak böyle olmasaydı işleri yoluna koyamaz ve sonrasında kavuşacağı zafere de ulaşamazdı.
Gazi, ordunun siyasetle uğraşmasının, şahsi hizipçilikten "Amr'ın Zeyd'e"(birinin diğerine) tercih edilmesi gibi, menedilmesi gerektiğini söyleyenlerden biridir.
O, hür düşünceli, demokratik eğilimli olup halkçılığı benimser. Hiçbir zaman hayalin arkasından gitmez, somut gerçeklerle yüz yüze karşılaşır. Kendi hayallerine yol vermez. Vatanına ve halkına güçlü bir bağlılığı vardır. Onun bu bağlılığı, davetinin başanlı olmasında Türklerin onun etrafında toplanarak bayrağı altında yürümelerinde birinci etken olmuştur.
O, az konuşur, çok iş yapar, hoşsohbet, yumuşak sözlü, sakin konuşan, ileri görüşlü, basiretli, yaratıcı zekâya sahip bindir. Sonuç olarak o, büyük işler için yaratılmıştır.
Gazi, uzuna yakın orta boylu ve dolgundur; onun omuzlan sıcaklığım teninin kırmızılığıyla yüzüne yedirmiş, çehresi belirgin, saçları altın sarısıdır. Yüzündeki kesişmeler bon ağacının köküne uzanmasını andırır. Gazi, bu çekici özelliklerini insanların kendisine olan sevgisinden ve bağlılığından elde etmiştir.
Kitap Şuuru sayfasına teşekkür ederim.
Kitap Mustafa Kemal Paşa'nın hayatını anlatmaktadır, ağırlıklı olarak Anadolu'da milli mücadeleyi anlatmaktadır. Kitap 82 sayfadır ve arapça orjinel kısmı ile birlikte verilmiştir. Dili her seviyeden insanın anlayabileceği düzeydedir.
"Türkler gibi bir millet, ezilmez ve zelil olmaz;başına musibetler geldiğinde, afet ve felaketlere uğradığında, özünde var olan cesaret ve dayanıklılıkla bunları aşar, üzerine düşen yıkıntıyı, durgunluk örtüsünü kaldırır ve altın külçesinin ateşin içinden saf ve parlak bir şekilde çıkması gibi, bu enkazın altından yeniden şerefli ve gururlu bir şekilde çıkar." Sf 14.
Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu da Türk Milli Mücadelesini anlatan kitapta kitabın kaynağının ve yazarlarına dikkat cekmek istiyorum. Atamizdan Islam Kahramani olarak bahsedilmesi ayrıca onurlandırdı. Okumanizi tavsiye ediyorum.
27 Ağustos Pazar günü öğleden sonra Mustafa Kemal'in askerleri Afyonkarahisar'a girdi. Kadin, erkek genç yaşlı demeden butun halk onları sevinç ve mutluluk gözyaşları dökerek karşıladı, bağırlarına bastı.
Bu büyük kumandanın, bu samimi vatanperverin ortaya çıkışı, Şark’ın hâlâ zekâ hazinesi, himmet deposu ve milli hayatın umut kapısı olduğunu ispat etmiştir.
Eserin yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda, iletişim imkânlarının gayet sınırlı olmasına rağmen, özellikle de Milli Mücadele’nin tarihi hakkında doyurucu bilgiler sunulmaktadır. Çok küçük birkaç maddi hatanın dışında yanlış yoktur. (Yanlışların basitliğini vurgulamak için örnek vermek istiyorum. Kaldı ki verilen bu örnekler eserin büyüklüğüne gölge düşürmez şüphesiz. Gazi Paşa’nın liderliğinde Türk ordusunun İzmir’e girişini 14 Eylül olarak belirtir. Fevzi Paşa’dan (Çakmak) Başbakan ve Savunma Bakanı olarak bahseder. Mustafa Kemal Paşa’nın ilk olarak Samsun ya da başka rivayete göre de Trabzon’a çıktığını beyan eder) Yazarların gözleri ve kulakları Anadolu’dan gelecek haberdedir diyebiliriz. Sevr Antlaşması’nın yürürlüğe konulmamasını “Kemalistlerin kılıçlarıyla parçaladığı” şeklinde tasvir eder.(s.45)