Gece Rüzgarları kitaplarını, Gece Rüzgarları sözleri ve alıntılarını, Gece Rüzgarları yazarlarını, Gece Rüzgarları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...Hayır kızdığı aşk değil,aldatmaca değil, baskılar altında gizlilikleri seçen insanoğlu değil, kızdığı hileydi, iki yüzlülüktü.Aldatan erkeğin ikiyüzlülüğü kadar, aldatan ya da aldanmış görünen kadının ikiyüzlülüğü..."
"...Bu muhafazakâr insanlar, hem de aile kavramını savunan namustan, iffetten söz eden insanlar pekala evliliğe rağmen evlilik dışı bir aşkı sanki en doğal haklarıymışçasına suskun puskun karılarının gözleri önünde sıkılmadan işte böyle şiir yoluyla ilan edebiliyorlardı.Bu şiirle söylendi mi kabul edilebilirlik kazanıyordu demek..."
"...Siz kendi kurallarınızın romanını mı yazayım istiyorsunuz?Yani sizin saplantılarınızın, sizin doğrularınızın romanını...Yani sizin kilise mantığınızın." diye çıkışmamış mıydı?"Homoseksüeller insan değil mi, hayat kadınları insan değil mi? Siz hep toplumun ideal, sakin, düzenli, mutlu yanları mı dile getirilsin istiyorsunuz?Öyleyse romana ne ihtiyacınız var?Oturun mutlu yuvanızda sıcak ve şişkin kuştüyü yumuşaklığundaki kurallarınıza yaslanıp yaşayın!Biz romancılara da karışmayın!.."
"...Politikacılar birbirlerine benzerler.
dedi Süsen."Önce partileri için çalışırlar, sonra partinin dışında sırf kendileri için çalışan biri haline gelirler..."
Benimse ruhum seni özlüyor. Eğer sadece bedenim özleseydi gelip geçerdi o sağanak. Fakat bedenin duydukları sığda kalıyor, yani ruha çare yok. Ruh asıl acı çekilen yer...Asıl inziva, asıl çörekleniş, asıl girdap.
Kendi kimliğinden kaçarak başkalarının kimliğinde can bulmaya çalışıyorsun. Fakat bir süre sonra onlar sana azap vermeye başlıyor. Yani gerçeğin kendisine değil, gerçeğe benzeyenlere tutunarak yaşıyorsun. Peşinden koştuğun kahramanın yoksa sen misin?
Rabbim beni affet. Ama günahın ağırlığını hissedip azap çekmemiş sonra da affına sığınmamış birinin Müslümanlığından şüpheye düşüyorum. Bir insan diğerinin kalbine değil yüzüne bakarak ona iffetli sıfatını nasıl yakıştırır, nasıl layık görür bilemiyorum… Nedir bu iffetlilik? Her zaman sabun kokan bir el değmemişlik mi?
Çok pahalı şeymiş yaşamak....
Eğer ki şayet varsa gücün, doluysa cebin, gelmemişse ecelin yaşamak bir konfordur. Yani ki pazar yerinde gördüğün muzu çocuklarına alamamak gibi ya da kumandalı bir oyuncak arabayı, ya da… Baştan bellidir konforlunun gidişatı. Kararmaz güneşi; kararsa da daha iyi açmak ve parlamak içindir. Toprağa yapsa hacetini fidan olur. Cebi geniş tutulmuş bir kez. Evi arabası mülkü toprağı her bir nesnesi azamet üzredir. Boku bile heybetlidir yıkılasıcanın.
Bu yeni insanlar bir yana, ya ötekiler ne durumdaydı? yıllardır milliyetçilikleri bir gövde gösterisi, üç beş değişmez cümle olan, dostu komşuyu ırkına göre seçen ve öncelikle bir ırk araştırması yapmayı ihmal etmeyen saplantılı insanlar… Sonra kapitalizmin en şeker noktasında sivrilen fayans dişli, dik yaka kazaklı solcular? Peki ya “Allah’ını seversen, şükür yarabbi!” diyebilen ateistler, Semra Özal’ın Hac dönüşü giydiği iç gömlek benzeri askılı elbisesini eleştiren, muhafazakar devletçi SHP’liler. Marksistken birden bire Müslüman oluveren kravatsız gömlekliler vs. vs…
O ziyafet yarışlarını bir yana koy. Bu insanlar geçicidir. Aslında bir mektep olmalısın. Zaman içersinde onların nasıl değiştiklerini göreceksin. Gördün de, görmektesin… Hiç kimseyi yüceltme! Ortalık kir pas içinde.
"Benimse ruhum seni özlüyor. Eğer sadece bedenim özleseydi gelip geçerdi o sağanak. Fakat bedenin duydukları sığda kalıyor, yani ruha çare yok. Ruh asıl acı çekilen yer... Asıl inziva, asıl çörekleniş, asıl girdap."