Rıfat Ilgaz'ın !940'lı yılların sosyal siyasal yaşamına yönelik eleştirilerini Meşrutiyet Kıraathanesi'ndeki emekli amcaların muhabbetleri üzerinden aktardığı kitabı.
Hababam Sınıfı'ndaki samimi dili ve üslubu burada da görebiliyoruz. Günlük konuşma dili sıkça kullanılmış. O dönemin sosyal, siyasal yönlerini bize emekli amca muhabbetleriyle aktarıyor. Rıfat Ilgaz çok kaliteli yazarlarımızdan bir tanesi ancak bu kitapta mesaj verme kaygısına fazlaca girmiş.
Diğer kitaplarına oranla bu kitabı biraz daha zayıf görüyorum. Bunu Rıfat Ilgaz hayranı olarak söylemek oldukça zor ancak kitabı tavsiye etmiyorum. Yazarların her kitabı harika olacak diye bir kaide yok maalesef.
Duuur! Telaşlanma! Sakalla bıyıkla ne yobazlık olur , ne de devrimcilik... Her kravat takan , aydın olsaydı memleket nur içinde kalırdı Anayasayı taban halısı gibi çiğneyenlerin yarısından çoğu doktorla avukat değil miydi?
Asayiş dediğin bir sırçadan şişedir, fazla eledin mi , elinden düşürürsün. Diyelim ki eşkiyayı yakaladım… Peşinden bir eşkiya daha çıkmaz mı ? Sen soyulanı atacaksın ki içeri , sızıntı çıkmasın.
“Sosyal düzeni bozulmuş toplumlarda böyle koftilerin ortaya çıkması kadar tabi ne olabilir. Devlet, anayasasını uygulayıp, iş sahaları açmaz, yatırımlarını yapmazsa, böyle koftiler türer, iş kıtlığında iş icat etmeğe çalışırlar tabiii...”